29 Haziran 2011 Çarşamba

HUKUK-U HOCAYA RİAYET

            Hoca, üstad, mürşid ve alimler! Aralarında bazı farklılıklar olsa da, hemen hemen hepsi aynı manaya gelir.
1.HOCA; Öğretici anlamına gelir. Maddi-manevi yönleriyle geniş kapsamlıdır. İlim dalında da, sanat dalında da hoca sözcüğü izafe edilir. Hocaya saygı ve sevginin yanında, itaatlı, çalışkan olmakla hocanın hakkına riayet edilir. Yoksa hocanın hakkına tecavüz olur ki, bu bir vebaldir.
2.ÜSTAD; Üstad kelimesi daha çok maneviyatı içeren konularda, din, İslam meselelerinde öncü, öğretici, yol gösterici konumunda olanlara verilen bir isimdir. Bu muhteremlere  ilgi, sadakat, teslimiyet ve muhabbet yoluyla haklarına riayete çalışmak iktiza eder.
3.MÜRŞİD; Mürşid; irşad eden manasına gelir. İnsanlara, bilhassa kendi iradesiyle hak yola başkoyan ve kendisine ittiba eden, yani kendisini eğitici rehber kabul edenlere kılavuz konumunda olan veliyullahtır. Hakk dostudur ki, bu zat-ı muhteremin talebeleri üzerinde hakkı çoktur şüphesiz. Talebenin bu hakka riayet etmesi boynunun borcudur. Aksi takdirde vebali büyük olur. Bu, müridin mürşidine teslim olup, nasihatlarını dinlemesi ve mucibince amel etmesiyle olur. Usulsüz vusül olmaz. Ciddiyetsizlik, teslimiyetsizlik, miskinlik, laubali davranışlar mürşidin çabasına saygısızlık, nankörlük olur ki, mesuliyeti de ağırdır.
4.ALİMLER; Alimler, ilimle daha ziyade din bilgileriyle iştigal edenlerdir. Yüce dinimiz alimler vasıtasıyla anlatılmış ve bu bilgiler her dile çevrilerek dünyanın her yerine yayılmıştır. Kur'an, Resulullah(sav) ve hadisler alimler tarafından incelenmiş, insanların idraklerine sunulmuştur. Tefsir, fıkıh, hadis alimleri bir ömür kendilerini bu kudsi vazifeye adamışlar, İslam'a hizmet etmişlerdir. Bu alimlerin insanlar  üzerinde hakkı vardır. Bu hakka riayet, onlara saygılı olmakla, insanlara ulaştırdıkları İslami gerçeklere sahip çıkmakla, öğrenmek, yaşamak ve yaşatmakla olur. Rabbimiz; ''Allah'tan hakkıyla ancak alimler korkar,'' buyurmuştur. 
            Allah(cc) alim kullarına çok değer verir. Alim demek, ilim ehli demektir. İlme değer vermekse herşeyin fevkindedir. Allah(cc)'ın değer verdiği Hakk'ın tebliğcisi, veraset-i enbiya, hakiki alim, mürşid ve hocaların hakkına riayet , muhabbet ve saygılı olmak her mümine borçtur. 
            Bir şahıs;  hoca, mürşid ve aliminden imkanları nispetinde  yaralanmaya gayret etmelidir. Değilse nankörlük olup, hak hukuk çiğnenmiş, suistimal edilmiş olur. Üzerine düşeni yapan hoca, alim ve mürşid insanların hakkına riayet etmiş olur. Diğer insanlar da bu nasihatları dinleyip, saygı gösteriyorlarsa onlara karşı sorumluluktan kurtulmuş olurlar, yoksa mesuldürler. 
            Bu kişiler Hakk dostu hakiki rehberlerdir ki, onları tanımak herkes için mümkün olmayabilir. Bizzat sohbetlerinde bulunup, özel eğitime tabi olma sınırlıdır. Şu var ki, bu rehberlerden pekçok yolla yararlanma imkanları  insanlar için söz konusudur. Başta kitaplar olmak üzere insanlara ulaşmaktadırlar, yeter ki insanlar arayıcı olsun, kulluğunun şuurunda olsun. Şüphesiz Mevla ona, yol gösterici rehber lutfedecektir. 
''Kim ben alimim derse o cahilin ta kendisidir.'' Hz.Muhammed(sav) İlim, irşad gibi faziletlerin kendi şahsına isnadı; kulların cehaletine, hıyanetine ve delaletine işaret eder. 
            

             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder