15 Haziran 2011 Çarşamba

DÜZENLİ, TERTİPLİ OLMAK

           Düzen, tertip, disiplin İslam'ın getirdiği prensiplerdendir. İbadet-i taat, dünyaya ait işler, söz ve davranışlarda düzenli ve disiplinli olmak mü'minin şiarıdır. Rabbimizin biz kullarına, günün belli  bölümlerinde  beş vakit namazı emretmesi, ibadet hayatımıza bir düzen getirmektedir.
            Beş vakit namaz kılan bir insan, günde kırk defa Rabbine ''beni müstakim olan yola hidayet eyle'' diyerek münacatta bulunuyor. Ayetin devamında, doğru yolun dışındaki yanlışlıklardan koru diyor , bu da bir bakıma maddi ve manevi düzenli, prensipli olma talebidir. Başta Efendimiz(sav) olmak üzere bütün nebi ve resuller her konuda bir düzen, intizam rehberleridirler. Dünya işlerinde, insanlarla diyaloglarında, ibadet-i taatlerinde daima düzenli, tertiplidirler. Her hususta onları kendilerine rehber edinen Hakk dostları da bu konuya ciddi özen göstermişlerdir. Örneğin; sohbetlere, belirlenen saatte gelinmesini önerip, geç gelene kapının açılmaması tavsiyesi bu hususta bir düzene işaret etmektedir. Sohbetin belli bir zaman içinde yapılması(kırkbeş dakika, bir saat gibi), sohbetlerde dünya kelamı konuşulmaması, edebe riayet edilmesi ve çok ciddi bir durum olmaksızın sohbetlerin ihmal edilmemesi gibi düzenlemeler hep düzen, tertip, disiplin yörüngelidir. Derslerin bildirilen seher vakitlerinde yapılması, düzenli gece ibadetine devam edilmesinin gerekli olması da mü'minin düzenli, prensipli olmasının gereğidir.
            Efendimiz(sav) buyurur; ''Ya Abdullah! Sen falan kimse gibi olma. O, geceleri yaptığı virdini(dersini) bıraktı,'' diyerek bir sahabenin şahsında ümmetini uyarır ki, bir hayırlı işe başlayıp devam ettirmemek düzensizlik ve tertipsizliktir. İnsanın düzenden uzak olduğu her halinden belli olur. Evinde, eşyasında, davranışlarında kendini gösterir. Mü'minin yatması, kalkması düzenli olmalıdır. Gecenin geç vakitlerine kadar yersiz, faydasız, ruhunu karartacak, nefsini azdıracak televizyon ekranlarına kendini kaptırıp, gecenin feyizli demlerinden mahrum olan, hatta sabah namazını tehlikeye atan  bir kimse için düzenden bahsetmek söz konusu olamaz. 
            Allah(cc) herşeyi yerli yerince yarattığını haber verirken, yine herşeyi bir ölçü ile yarattığını 'fi mizan' diyerek anlatır ki, her varlığın bir düzen içinde hayatını sürdürdüğüne işaret eder. Örneğin; güneş nasıl saniyesi saniyesine doğup batıyor, gece gündüz birbirini takip ediyor, aylar, mevsimler,  mahlukat,nebatat bir düzen içinde hayatını devam ettiriyor. İşte herşeyde bir düzen olduğu aşikardır. Allah(cc) kulundan maddi manevi düzenli olmasını istiyor. Bugünün işini yarına bırakmamak bir düzendir. Ancak gereğinden fazla çalışıp, çabalayıp, zengin olacağım diye paralanmak da düzensizliktir. İslam her hususta vasatı, yani orta yolu emreder. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder