7 Haziran 2011 Salı

EMNİYET EDİLİR, GÜVENİLİR OLMAK


            Sıdk ve 'emniyet edilir olmak' aşağı yukarı aynı anlamlara gelir. Doğruluk demektir.Doğruluk, peygamberlerin müşterek sıfatıdır. Peygamberlik, doğruluk yörüngesi üzerinde hareket eder. Peygamberlerin ağzından çıkan her söz doğrudur ve tasdiklidir. Çünkü onlar hilaf-i vaki hiçbir beyanda bulunmazlar. Kur'an-ı Kerim bazı peygamberlerin büyüklüğünü anlatırken, bize onların bu vasıflarından sözeder.
            ''Kitapta İbrahim'i de an, O dosdoğru(sıddık) bir nebiydi.'' Meryem Suresi(41)
            ''Kitapta İsmail'i de an, O sözünde dosdoğru , resul ve nebiydi.'' Meryem Suresi(54)
            ''Ey özü, sözü doğru Yusuf.'' Yusuf Suresi(46)
            ''Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun.'' Tevbe Suresi(119)
            Cahiliye devrinde küffar, Efendimiz(sav)'e 'el-emin' sıfatını izafe etmişlerdi ve öyle hitap ediyorlardı. O Yüce Resul(sav)'e ümmet eyleyen Yüce Allah(cc)'a hamd-ü senalar ederiz. Yine hamdolsun O Allah(cc)'a ki, her sabah bir vird olarak, ''La ilahe illallahül melikül hakkul mübin, Muhammedün Resulullah sadikul vadil emin'' diye yad ve tesbih ediyor, o Yüce Resul(sav)'ün sıdk ve emin oluşunu ikrar ediyoruz. Dileriz Rabbimiz bizleri de bu yüce sıfatla sıfatlandırsın.
            Yasir(ra) henüz müslüman olmamıştı. Oğlu Ammar(ra)'a nereye gittiğini sordu. Ammar(ra) da Muhammed(sav)'in yanına gittiğini söyleyince, bu cevap Yasir'e yetti. ''O(sav) emin bir insandır. Mekkeli O'nu böyle tanır. Eğer O(sav) peygamber olduğunu söylüyorsa, doğrudur. Çünkü O'nun yalan söylediğini kimse duymamıştır'', dedi.
            Bu tasdikler yalnızca birkaç kişiye mahsus değildir. O Yüce Nebi(sav) hep doğru olarak yaşadığı gibi, ümmetine de hep doğruluğu tavsiye etmiştir. Mü'minin şiarı öz, söz, amel doğruluğu olmalıdır. Bunlara işareten pekçok ayet-i kerime ve hadis-i şerif vardır;
            ''Siz bana şu altı şey hakkında tekellüfte bulunun(söz verin), ben de size cenneti tekellüf edeyim.
            1.Konuştuğun zaman doğru konuş,
            2.Vadettiğin zaman yerine getir,
            3.Emanette emin ol,
            4.Apış aranı koru,
            5.Gözlerini harama yum,
            6.Ellerini haramdan uzak tut.''
            ''Daima doğruluğu araştırın. Doğrulukta helakinizi görseniz bile, muhakkak onda sizin kurtuluşunuz vardır.''
            ''Doğruluktan ayrılmayın. Doğruluk sizi 'birr'e,o da sizi cennete ulaştırır. Kişi doğru olur ve daima doğruluğu araştırırsa, Allah katında sıddıklardan yazılır.''
            ''Yalandan sakının. Yalan insanı fücura(günah) o da cehenneme ulaştırır. Kişi durmadan yalan söyler ve yalan araştırırsa, Allah katında yalancılardan yazılır.''
                                                                                              Hz.Muhammed Mustafa(sav)
            Peygamberlik hakikati hep sıdk, doğruluk üzerine döner, hiçbir peygamberden hiçbir surette yalan sadır olmamıştır. Zira gayb aleminden emir, nehiy ve hükümler getirerek insanlığa tebliğ eden bu şahıslardan herhangi birinde, küçük bir yanılma veya yanlışlık olsa herşey alt üst olurdu. İnsanlık adına bütün hakikatler onlar vasıtasıyla bizlere ulaşmıştır. Bu ise zerre kadar yanılgıyı kabul etmeyen hassas bir konudur. Onun içindir ki, emanet, doğruluk, sıdk cümle peygamberlerin müşterek sıfatıdır. Her peygamber kavmine doğruluğu emretmiştir.
            Bu konuya bir başka açıdan baktığımızda ise iman, Kur'an, sünnet-i Resulullah, can, evlad-ı iyal herşey bir emanettir ki, bu emanetlerin hakkını korumak mecburiyetindeyiz. ''Bir kısmımız diğerlerine birşey emanet ederse, kendisine emanet bırakılan kimse emanet edileni yerine versin ve bu hususta Allah'tan korksun.'' Bakara Suresi(283) Yani, aldığınız şeyleri iade etmek hususunda hileye başvurmayınız. Sahibinin izni olmadan onu herhangi bir surette kullanmayınız.
            ''Kendisine emanet edileni muhafaza etmeyenin imanı yoktur. Ahdine vefa göstermeyenin dini zayıftır. Muhammed'in varlığını elinde bulunduran Zat-ı Zülcelal'e yemin ederim ki, hiçbir kulun dili doğru olmadıkça dini doğru olmaz. Kalbi doğru olmadıkça da dili doğru olmaz.''Hz Muhammed(sav) Hadiste geçen 'emaneti muhafaza etmeyenin imanı yoktur 'beyanı, Allah(cc)'a olan iman konusu olmayıp, emanet hususundaki ciddiyetsizliktir ki, bu da ya gaflet ya da cehaletin eseri olsa gerek. En büyük emanet, imandır. Bu emaneti korumama imanın zevaline sebep olur. Allah(cc) emanete gereği gibi riayet etmeyi nasip eylesin.
            Münafıklık sıfatlarının başlıcaları yalancılık, emanete hıyanet gibi vasıflar olduğuna göre, bir mü'minde olması gereken bu vasıflar çok ciddiyet arzeder. Mü'min güvenilir, doğru, sıddıklardan olmalıdır.
            ''Rabbim Allah'tır deyip, sonra da istikamet üzere bulunanlar için ne korku ne de hüzün vardır. Onlar cennet ehlidirler. İşlediklerinin karşılığı olarak orada ebedi kalırlar.'' Ahkaf Suresi(13-14)
            ''Ey iman edenler! Allah'a karşı takva üzere bulunun ve sözü doğru söyleyin ki, Allah amellerinizi ıslah etsin ve günahlarınızı bağışlasın. Her kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse, o hakikaten büyük bir kurtuluşa ermiş olur.'' Ahzab Suresi(70-71)
            Yüce Rabbimiz kullarını affetmeyi çok seviyor. Ancak, kulun affedilmesi için sebeplerin olması da, kanun-u ilahidir. Onun içindir ki, kul affolunma yollarını araştırıp, sebepler dairesinde affını talep edecektir.  Mevlamız kulundan doğru olmasını, doğru söz söylemesini, yalan ve hileye sapmamasını istiyor.''Doğru söyleyin, Allah kötü yanlarınızı ıslah etsin ve günahlarınızı bağışlasın.''
            Efendimiz(sav)'e bir sahabesi, ''Ya Resulallah, benim için en çok endişe ettiğin şey nedir?'' diye sorduğunda, O(sav) dilini işaret ederek 'işte budur' buyurmuştur. İnsan istikamet üzere yaşamalı, sadık olmalı, doğruluktan ayrılmamalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder