2 Eylül 2011 Cuma

KALB

            Kalb; bütün iyi-kötü huyların, arzuların, niyetlerin merkezidir adeta. Kalb, çok dikkat edilmesi, sık sık kontrol edilip, murakabe edilmesi gereken en önemli yerdir. Kalbe 'nazargah-ı ilahi' denilmesi, kalbin Mevla'nın  nazar ettiği en önemli mekan olduğunu gösterir. Evet, iman kalbde başlayıp orada  karargah kurduğu gibi, Allah(cc) korusun küfür de yine kalbde karargah kurar. 
            Güzel veya çirkin niyetler, isabetli veya isabetsiz kararlar, hüsn-ü zan ve su-i zanlar, sevgi ve nefretler vs velhasıl insanoğlunu yönlendiren konulardır. Bu nedenle kalb çok kontrol altında tutulması gereken bir mahaldir. Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde kalbin durumu ve kalbe ait meselelerden bahsedilir. ''Selamette bir kalble gelen kurtuldu'' haberini veren Kur'an, kalbin selametinin nasıl olacağını da bildirir. Şeytanın sadırlara yani kalbe südur ettiğini veya edeceğini haber vererek uyarır. Nas suresinde gerek cin şeytanlarının gerek ins şeytanlarının vesvese yolu ile kalplere südur edeceği bildiriliyor. Mevlamız Kur'an'da amansız düşmanımız olan iblisi, hilelerini, aldatma yollarını bildirerek, bu amansız düşmana karşı uyanık olup, tuzağına düşmemeye gayretli olmaya, ondan Allah'a sığınarak korunabileceğimize işaret ediyor. İnsan şeytanlarının ise tehlikesi daha büyüktür. Gördüğümüz, seslerini duyduğumuz için kalbe tesiri daha kuvvetli olup, zararı da o oranda çok olur. İnsan şeytanlarını nasıl tanıyacağız? Bunlar şeytan misali hayra mani olup, şerre sebebiyet veren, harama teşvik edip, helalden uzaklaştırmaya say eden, din ve dindar düşmanlarıdır. Allah(cc) her iki çeşit şeytanların şerrinden muhafaza buyursun. Kalbe ait tehlike ve hastalıklar pek çoktur. Bunlardan kalbde olup, amele yansımayan, tehlikeli, zararlı ve zararsız olanlardan bazılarını tahlile çalışalım. Bir ayet-i kerimede ''Kalbinizden geçenlerden sorumlu değilsiniz, affettik,'' diye bildiriliyor. Sorumluluk taşınmayanlar nelerdir? Anladığımız kadarıyla, Allah-ü alem insanoğlunun elinde olmadan, gayr-ı ihtiyari kalbe gelen lüzumsuz hoş olmayan şeyler, hatta düşünmek, hatırlanmak istenmeyen  hatıralar, masivalar, işte Allah(cc) bunlardan sorumlu tutmayacağını bildiriyor. Nesh olan ayetlerden biri bu olayla ilgilidir. Daha önce ''kalbinizden kafanızdan geçenlerden de hesaba çekileceksiniz'' ayeti nazil olunca, sahabe-i kiram hazeratı çok müteessir oluyor. Günlerce gözyaşı döküyorlar, aralarından birini sözcü tayin edip Efendimiz'e(sav) hallerini arz ediyorlar. ''Ya Resulallah! Her emir ve nehyi gücümüz yettiğince eda etmeye gayret ediyoruz. Fakat bu haber bizi bitap düşürdü. Kalbimize gelenlere mani olamıyoruz'',yani adeta 'biz bu yükün altından kalkamayacağız', deyince Efendimiz(sav) gazablanıyor, üzülüyor ve ''Ne o, yoksa siz de daha öncekiler gibi işittik ve isyan ettik mi diyeceksiniz?'' Bunu duyan sahabe üzgün, mahçup bir halde ''Ne diyelim ya Resulallah?'' diyorlar. ''İşittik ve itaat ettik deyin'' Bakara Suresi(285) diye buyuruyor Efendimiz(sav).  Bu hadise üzerine Allah(cc) ayet göndererek, ''Gücünüz dışındakilerden sorumlu değilsiniz, onları affettik'' Bakara Suresi(286) diye buyurmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder