27 Mayıs 2011 Cuma

RAKİK KALB SAHİBİ OLMAK

            Rakik; yumuşak, şeffaf,duyarlı, hassas,narin gibi manalara gelir. Kur'an-ı Kerim, kalbin yumuşak ve duyarlı oluşunu onun tabii bir vasfı olarak gördüğü için, daha çok kalbin katılaşmasından ve bunun sebeplerinden bahseder.
            Katı kalbli oluşu zemmederek, hassas bir gönle sahip olmanın gerekliliğini vurgular ve ayette şöyle der; ''Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların bu kitabın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp, yumuşar.'' Zümer Suresi(23) ''Mü'minlerin Allah'ın zikrine ve Hakk'tan inen Kur'an'a karşı kalblerinin yumuşayıp, saygı ile boyun eğme vakti daha gelmedi mi?'' Hadid Suresi(16) Ayette geçen Allah(cc)'ı zikir, yani O'nu şuurla anma, mü'minin kalbini titretip yumuşatacağı gibi, yine Hakk'tan inen Kur'an'a karşı kalblerinin yumuşayıp saygı ile boyun eğmesi ise açıkça ifade ediliyor ki, Hakk Teala tarafından gelen emir ve nehiylerdir. İşte, bu emir ve nehiylerin muktezası olarak, sonunda karşılaşılacak olan durumlar bildirilmiştir ki, insanın bu haberler karşısında hissiz kalması durumunda, ayet ikaz mahiyetinde 'kalblerin yumuşayıp, boyun eğme zamanı gelmedi mi?' ifadesiyle, böyle kalbe sahip olanların kasvetli kalb sahibi olduklarına işaret edilmiştir.
            Kalb yumuşaklığının şartlarının başında iman, marifet-i sevgi, zikir, Hakk Teala tarafından gelen emir ve nehiylere göre hareket etmek, hayırlı işlere teşebbüs ve güzel ahlak ile ahlaklanmak gelir. Rakik kalb, yumuşak, duyarlı, Rabbine ve O'ndan gelen gerçeklere saygılı, hassas demek olup, kalb-i selim, kalb-i münib, kalb-i mutmain gibi vasıfları da ihtiva eder.
            Rakik kalb sahibi kimseler, Hakk Teala'nın cemali tecellileri, celali tecellilerine galip gelmiş kimselerdir. Yine, böyle kalbe sahip kimseler Allah(cc), Resulü(sav) ve Kur'an-ı Azimüşşan'ın ahlakı ile ahlaklanmış, cümle güzel vasıfları kalbinde cem etmiş, Allah(cc) ve Resulü(sav)'nün yoluna, saygı ile baş koymuş kamil insanlardır ki; kalb safiyeti, duyarlı ve yumuşak oluşu nedeniyle Kur'an'ın rahmet ve feyzine mazhardırlar.
            Böylece Allah(cc) ve Resulü(sav)'ne duyulan aşk ve muhabbet bereketiyle nefsani temayüllerden sıyrılmış; nezdinde, masivanın değerini kaybettiği kalbdir. Bu nevi kalbler Kur'an-ı Kerim'de kalb-i selim, kalb-i münib ve kalb-i mutmain vasıflarıyla yad olmuştur. Cenab-ı Hakk katında makbul olan kalbler şu şekilde izah edilir;
1.Kalb-i selim; Nefsani temayüllerden ve onların tasallutundan korunmuş veya arındırılmış kalbdir. Cenab-ı Hakk'ın huzurunda hüsn-ü kabul görecek olan da, ancak böyle bir kalbdir.
2.Kalb-i münib; Daima Hakk'a yönelen kalb demektir. Fani alakaların esaretinden kurtulup, aşk ve şevkle sermedi(ebedi) alemin zevklerine mütelezziz bir haldedir. Böylesi bir kalb, ilahi kudret aşıklarının ulvi heyecanları ile ürperiş halindedir. Ayet-i kerimede buyurulur; ''İşte size vadedilen cennet ki o, Allah'a yönelen, emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahman'dan korkan ve kalb-i münib(Allah'a yönelmiş bir kalb) getiren kimselere mahsustur.'' Kaf Suresi(32-33)
3.Kalb-i mutmain; Cenab-ı Hakk'ın emirlerine layıkıyla uyup, men ettiklerinden titizlikle sakınmak suretiyle manevi hastalıklardan kurtulmuş, hakiki ve kuvvetli bir iman ile de huzur, sükun bulmuş ve rakikleşmiş, duygusal hale gelmiş, itminana kavuşmuş nefistir ki, böylesi nefsin barınağı olan kalb bir yönüyle kalb-i mutmainnedir. Kalb-i mutmainne, iman huzuru ile güzel ahlakın kemaline doğru mesafe kat etmiş kalbdir. Bir yönüyle rakikleşmiş, hassaslaşmış, takvası kuvvetlenmiş, merhamet hisleriyle daha bir derinleşmiş, ibadetler taklitten kurtulmuş, hakiki hale gelmiş, kalb zikirle nurlanmış, berraklaşmış ve nefse ruhaniyet hakim olmuş, selim, münib ve mutmainne vasıflarına sahip kalbdir.

Rikkat, incelik, hassasiyet, mahlukata merhamet, gözyaşı, hale rıza, Hakk ve hayra hizmet , şerden kaçma , hayra koşma , nasihat ve irşada ayrı bir özen gösterme ve imkanlarını zorlayarak, kendi rahatını terk ederek Allah(cc)'ın kullarını cennete yönlendirme, cahilce gittikleri yanlış yollardan kurtarma gibi irşada koşma ki bunlar ve daha pekçok güzellikler sağlam bir imanın kalbi hassasiyetin meyveleri, emareleri olarak kendini gösterir. Denebilir ki, rakik kalb sahibinin en önemli vasfı, merhametli olmasıdır. İnsanda bu duygu ve his ne nispette güç kazanırsa, insan da o nispette rakik kalb sahibidir.Bu vasıf beraberinde pekçok güzel halleri getirir. İnsan merhameti nispetinde olaylardan etkilenir Hem kendi nefsi adına, hem diğer varlıklar adına hep iyilikler arzular, kolayca affeder, infak eder, her çeşit yardıma seve seve koşar, onun nazarında yalnız Allah(cc)'ın rızası, cennet ve cemalullaha kavuşma arzusu vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder