6 Mayıs 2011 Cuma

İTİKAF

            İtikaf; vacip, müekked sünnet ve müstehap olmak üzere üçe ayrılır. Adanan itikaf, vaciptir. Ramazan ayının son on günündeki itikaf, kifaye yoluyla müekked sünnet; başka bir zamanda ibadet niyetiyle mescidde bir süre yapılan itikaf da müstehaptır. İtikaf; kitap, sünnet ve icmaya dayanır. Hz.Aişe(ra) validemizden rivayetle; ''Hz.Peygamber(sav) Medine'ye geldikten sonra, vefatına kadar Ramazan ayının son on gününde itikafa girerdi''.

İTİKAFIN ŞARTLARI
1.İtikafta bulunan insan; müslüman, akıllı ve temiz olmalıdır.
2.İtikafa niyet edilmiş olmalıdır. Niyetsiz olarak yapılan bir itikaf geçerli değildir. Niyetin hem kalb, hem de dil ile ifade edilmesi gerekir.
3.İtikaf mescidde veya mescid hükmündeki bir yerde yapılmalıdır. Kadınlar kendi evlerinde, bir odada yapabilir. Buralar onlar için birer mescid sayılır. Kadınların dışardaki mescidlerde itikaf etmesi caiz olduğu gibi, evlerinde daha faziletli olur. Namaz da böyledir.
4.Vacip olan bir itikafta oruçlu olunmalıdır. Sünnet itikaf, zaten Ramazan ayında olduğu için, oruç zamanına rastlar. Müstehap olan itikaflarda oruç şart değildir. Kadının itikafa girmesi için kocasından izin alması şarttır. Koca eşine izin verince, bundan dönemez.
İTİKAFIN ÇEŞİTLERİ
1.Vacip olan itikaf; Adak itikaf, vaciptir. Bu en az bir gün olur. Gündüz oruçlu geçirilir.Hz.Ömer(ra)'in şöyle dediği rivayet edilir;''Mescid-i Haram'da bir gece itikafa girmeyi adamıştım. Resulullah(sav)'a söyledim. O(sav) bana 'Adağını yerine getir', buyurdu''. 
2.Sünnet olan itikaf; Ramazan ayının son on gününde yapılan itikaftır. Müekked sünnettir. Bir kişinin bunu yapması, o yerleşim birimindeki diğer müslümanları sorumluluktan kurtardığı gibi, Cenab-ı Hakk'ın itikaf yapanın ecrini o beldedeki bütün müslümanlara vereceği umulur. Hz.Aişe(ra)'den  gelen rivayetle; Efendimiz(sav) orucun farz kılınmasından itibaren, ömrünün nihayetine kadar Ramazan aylarının son on gününde itikafa girmiştir. İtikaf, kadın erkek ayırımı olmaksızın şartların keyfiyeti nispetinde yerine getirilebilir.
İTİKAFIN ADABI
1.İtikaf, Ramazan ayının son on gününde, erkekler mescidde, kadınlar evlerinin en uygun köşesinde yapılmalıdır.
2.İtikaf sırasında kötü söz söylememeli, hayır konuşmalıdır. Günah getirmeyecek sözler konuşulmasında sakınca yoktur. Fakat mübah da olsa, fuzuli sözden uzak durmak gerekir.
3.İtikaf sırasında genel olarak ibadetle meşgul olunmalıdır. Namaz, Kur'an, hadis, zikir, murakabe, rabıta gibi ilm-i ilahiyeye ait bilgiler içeren eserler okumak, temiz elbise giymek, boy abdesti almak, güzel koku sürünmek itikaf adaplarındandır ve Sünnet-i Resulullah'tır.
İTİKAFI BOZAN ŞEYLER
1.Cinsel ilişki itikafı bozar. ''Sizler mescidlerde itikafta iken hanımlarınıza yaklaşmayın''Bakara Suresi(187)
2.İtikaflının mescidden özürsüz olarak çıkması, itikafını bozar. Kadınlarda da itikaf yaptığı odadan özürsüz olarak evin diğer kısımlarına çıkması, itikafı bozar. Zaruri durumlar müstesna; yeme, içme, abdest gibi ki, bu ve benzeri durumlarda itikafa girdiği odadan diğer kısımlara geçebilir.
İTİKAFIN AMACI
İhlasla yapılan itikaf, şerefli ve çok muteber bir ibadettir. Bununla Allah-ü Teala'ya yönelmek, boş vakitleri ibadete ayırmak, ibadet için kendini dış dünyadan tecrit etmek ve Yüce Allah(cc)'ın kapısından affedilinceye kadar ayrılmamak kastedilir. Ramazan-ı Şerif'in son günlerini ve gecelerini son bir fırsat telakkisiyle en güzel şekilde değerlendirmelidir. İtikafa giren kişi adeta bir ahit yenilemesi yapmalı, o şuur ve o hislerle; Allahümme ente Rabbi 'Allah'ım Sen benim Rabbimsin', La ilahe illa ente halakteni 'Senden başka ilah yok, beni Sen yarattın', Ve ene abdüke 'Ben Senin kulunum', Ve ene ala ahdike ve vadike mestetatü 'Ve ben gücüm yettiğince Senin ahdin üzereyim ve vadine sadıkım', diye dua etmelidir. Evet, gücüm yettiği ölçüde ahdime sadıkım. İşte bu ve benzeri beyanlarla, içtenlikle bir daha kendini yenilemeli ve hayatının dökümanını çıkarmalıdır. Mahşer ortamında seyredeceği hayat filmini gözden, gönülden geçirmeli, kendisini utandıracak sahneler karşısında mahçubiyet hisleri ile iki büklüm olmalı ve bütün benliğiyle tövbeye sarılmalıdır.'' Ya Rab! Beni mahşer aydınlığında aleme rüsvay etme. Af deryasına daldır, arındır beni. Rabbim, Senin  rahmetin sonsuz. Bağışla beni, affeyle bu biçareyi'', diyerek yeniden dirilme, arınma, manevi güç kazanma ve hakiki kimliğini , adresini yenileme, kulluğun sırrını bir daha kavrama, heyecanla, ciddiyetle bir hamle daha yapma zamanıdır. Ramazan ayının sonları, değerlendirmeye en güzel bir zemin ve zamandır. İtikafa girme gibi hususiyet mümkün olursa umulur ki, Kadir gecesi gibi bin aydan daha hayırlı olan bir gecenin de içinde olması muhtemel. Evet, işte Ramazan, Kadir, itikaf; rahmetin coşmasına sebep bu özellikler, kıymetini bilip değerlendirme ciddiyetinde olanlara neler kazandırıp, nasıl bir arınma deryasına daldırıp,  arındıracağını hayal etmek mümkün değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder