10 Kasım 2011 Perşembe

KİBİR İLE İLGİLİ MENKIBELER

            Beyazıd-i Bistami Hazretleri birgün uyuz bir köpeğin yanından geçerken eteklerini toplamış. Köpek tarafından bir ses duymuş; ''Ey Beyazıd! Bu etek toplayışın, eteklerinin kirleneceği endişesiyle ise, bir tas su ile temizlenir. Fakat dikkat et, eğer kibrinden ötürü ise, yedi derya birleşse gönlündeki kibir kirini temizleyemez.''
            Bu durumdan çok etkilenen Beyazıd hemen tevbe ve istiğfar etmiş. Birgün Efendimiz(sav) Sahabe-i Kiramdan bazıları ile otururken, başka bir sahabi yanlarına gelir. Efendimiz(sav) bu sahabinin yüzüne baktığında acayip bir kir görüp, sorar; ''Doğru söyle, ben bunların hayırlısıyım, iyisiyim diye içinden geçirdin mi?'' O da ''Evet içimden böyle bir his geçti'' deyince, tövbe istiğfar etmesini söylüyor ve insanın kendisini beğenmesinin ve başkalarından daha iyi olduğunu düşünmesinin kibir ve ucb olduğunu, Allah'ın(cc) gazabına sebep olabileceğini bildiriyor.
            Emr-i bil maruf, nehy-i anil münker yapan bir şahısta kibir sıfatı varsa, söyledikleri hak olsa da tesir etmez. Eğer anlatanda yok, fakat dinleyende kibir varsa, yine tesir etmez diyor alimler.

İmam-ı Rabbaninin bu konudaki bazı sözleri;
Eğer bir ihtiyarı görsem Allah(cc) bu uzun ömrü vermiş, bu şahıs belki  ömrünü değerlendirip, ibadet-i taatla geçirmiş olabilir, bu benden üstündür, derim. Bir genci görsem bu kişi daha genç, Allah(cc) mühlet verir de o da güzel ameller işler, bu benden daha iyidir, derim. Bir çocuğu gördüğüm zaman bu günahsızdır, bu ise benden çok daha iyidir, derim. Bir fasığı gördüğümde bu kişi şu haliyle bir asi bir fasıktır, ama olur ki tövbe-i nasuh yapar, Allah(cc) da günahlarını affeder, o da benden iyi olabilir derim. Bir kızıl kafir görsem o şu an bir kafirdir, fakat güzel ahlakının hürmetine Mevla iman nasip eder de, o da benden iyi olur, kurtuluşa erenlerden olur, derim. Bir uyuz köpek görsem o da benden daha iyidir, selamettedir diye düşünürüm, çünkü köpek geçmişinden sorumlu değil, geleceğinden endişeli değil. Ben ise geçmişimden sorumlu, geleceğimden endişeliyim. Geçmiş hayatım hakkında Rabbimin ne hükmettiğini bilmediğim gibi, geleceğim hakkında ne hükmedecek hiç bilmiyorum. Ben aciz, fakir, muhtaç, hiç hükmünde olan irademle fakir, miskin bir mahlukum. Bende görülen herşey yani değerli şeyler, Rabbimin birer emanetidir. Bunların hiçbiri nefsime, şahsıma ait değil, ne ile başkalarına büyüklük taslayabilirim? Kimin malı ile kime böbürlenebilirim?

''Malik-i Mülk, mülkün hakiki maliki Yüce Mevladır.''
''Bütün iyi, güzel şeyler Benden(cc), kötülükler ise nefislerinizdendir.''

Bahaaddin Nakşibendi Hazretlerinin ikazı;
Bir mürid hangi mahalle vasıl olursa olsun, kendini bu yolun başında saymalıdır. Bir salik mertebelerin hangisine vasıl olursa olsun, kendisini Firavundan yüz defa aşağı görmelidir ki, nefsini böyle görmediği takdirde sülukten yana hiç nasibi yoktur. İnsanın kendini beğenip, büyük görmesi aklının noksanlığına ve ruhunun hamlığına delalet eder. Akıllı ve ruhen olgunluğa ermiş bir insan, mazhar olduğu herşeyi Yüce Yaradan'dan bilir ve şükran hissiyle daima O'nun(cc) karşısında iki büklüm olur. Nefis daima kibre ve ucba meyyaldir. Bilhassa, nefs-i emmare ve nefs-i levvamedekiler için her an açık kapı sayılan kibir ve ucb karşısında insanın çok uyanık olması gerekir. 
Bir muhterem üstadın nefsin hileleriyle ilgili beyanları;
1. Sen ey mağrur nefsim dinle! Hizmet ettim diye gururlanma. Belki sen kendini günahkar adam bilmelisin. Hizmetini, geçen nimetlerin şükrü, vazife-i fıtrat, fariza-i hilkat bil, ucb ve riyadan kurtul. 
2. Mağrur nefsim! Sen üzüm ağacına benzersin. Büyüklük taslama, salkımları o ağaç kendisi takmamıştır. Öyleyse büyüklük o ağacı yapana ve üzümü takana mahsustur. Ey nefsim! Herşeyi sahibine teslim et ve sen aradan çık. Şunu iyi bil, enenin olduğu yerde hüve yoktur, eneyi bırak hüvede kün feyekün ol kurtul. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder