12 Nisan 2011 Salı

MUHABBETULLAH VE AŞKULLAH

             AŞK, Allah-ü Teala'nın sevdiği kullarının kalblerine koyduğu en yüce hibesidir. 
             AŞK, insan ruhunu yücelten bir vasıtadır.
             AŞK, kulu Allah(cc)'a yaklaştıran en ulvi yoldur.
             AŞIK, Allah-ü Teala'nın dostudur.
             Hz.Mevlana(ks) ; ''Ben ancak aşkın kuluyum, iki cihana bağlılıktan kurtulmuşum'',''Benim O'nu sevmem bana farzdır. İster bana iyilikte bulunsun, ister işkence yapsın''.
             Abdülkadir Geylani(ks) ; ''Muhabbetin şartı, sevdiğinin yanında senin hiçbir iradenin bulunmaması, yani cüz-i iradenin Yüce Mevla'nın küll-i iradesine teslim edilmesidir. Nasıl ki, bir göle atılan şeker orada kaybolur. Aynen öylede, kulun Hakk Teala'nın iradesinde iradesini yok edercesine teslim olmasıdır ki,  o şahsın Hakk'a muhabbetinin nişanı sayılır.''
             Hz.Muhammed(sav) ; ''Bir insanın imanı; Allah(cc)'ı ve Resulünü, ehlinden, malından ve bütün mahlukattan fazla sevmedikçe dürüst olmaz'', buyurmuştur.
             İnsanın muhabbet merkezi kalbdir. Allah-ü Teala kulunda iki değil, sadece bir kalb yaratmış ve onu da kendisine mahsus kılmıştır. Kalbin muhabbet duyacağı Hakiki Maşuk  ise ancak , Allah-ü Teala'dır.Fakat kalb, muhabbetin bu zirve noktasına bir anda yükselemez. Muhabbetullah sarayına çıkmak için sevilen diğer bütün varlıklar, birer merdiven basamakları mesabesindedir. Bunlara duyulan meşru muhabbetler, kalbin hakiki sevgiye hazırlanması istikametinde birer alıştırma hükmünde olacaktır. Birde Allah(cc)'tan O'nun muhabbetini talep etmek gerekir. Sevgili Peygamberimiz(sav) dualarında Allah-ü Teala'nın muhabbetini talep ve niyaz ederek, ''Allah'ım Senden Senin sevgini, Senin sevgine ulaştıracak ameli talep ediyorum. Allah'ım Senin sevgini bana nefsimden, ailemden, malımdan ve soğuk sudan daha sevimli kıl ve muhabbetini kalbime ilka eyle'', buyururlardı.
             Kur'an-ı Kerim'de Allah-ü Teala şöyle buyurur; ''Müminlerde Allah muhabbeti diğer muhabbetlerden daha şiddetlidir'', Bakara Suresi(165)
             
HAKİKİ SEVGİNİN BAZI NİŞANLARI :
1. Ölüme itibar etmez. Aşıkın ölümü veya ölüm anlayışı; bu gurbet diyarından asli vatanı olan , arzuladığı dostlar diyarına intikal demek olduğundan , ölümü arzulamak ona zor gelmez.
2. Allah dostu, Dostuna neyi varsa feda eder. Kendini Dostuna yakın kılacak en küçük bir hareketi terk etmez. Dostu üzecek en küçük hareketten kaçınır. Bu vasıfta olmayan ve Dosta götürecek vesileyi aramayan, aşık değildir.
3. Dostunun zikri her an gönlünde tazedir, dost Dostunu her dem zikreder.
4. O Kur'an ki Dostun kelamıdır. O Resul ki, Dostun Resulüdür. Kur'an'a ve Resulüne mensub ne varsa , Dost aşkına sever.O'nun kullarına , O'nun yarattığı herşeye O'nun aşkına şefkat gösterir.
5. Halvet ve münacata düşkün olur. Gece olduğunda, her türlü zahmeti bir tarafa bırakır, Dostuyla halvette kalmak için bir fırsat bilir ve münacata, zikre koyulur.
6. İbadet kolay gelir, ağırlık kalkar. Hiçbir şeyde, ibadette bulduğu zevki bulmaz. İbadet ve taattan başka şeyler  onu sıkar. 
7. Dost'un kullarına karşı şefkatli, mu'ti olur. Dost'una isyan edenlere karşı da şiddetli olur ki, yani; hubb-u lillah, buğz-u fillah sahibidir.
             Allah(cc) buyurur; '' (O müminler) kafirlere karşı sert, kendi aralarında ise merhametlidirler'', Fetih Suresi(29)
             O aşık kul kesrette vahdeti, halvette ülfeti bulmuş, el karda gönül yardadır. O gönül ki, bir lahza dahi Dostundan ayrılmaz. Hep O'nun hoşnutluğunun arzusuyla yaşar. En ufak bir yanlış veya edebe aykırı, nezaket dışı davranışta bulunma ihtimaliyle titrer.
             Bu hususta Hakk dostlarından pekçok örnekler vardır. Örneğin ;
             Rabiatül Adeviyye diye bilinen Hakk dostu annemiz şöyle der ;''Ya Rab ! Sen benden razı ol da bütün insanlar benden yüz çevirsin, ne gam,
                 Ya Rab ! Seninle aram iyi olsun da, Sen beni kabul et de başkaları red etsin ,  Sen beni sev, başkaları sevmesin ne çıkar.''
              Aşığın benliği adeta ateşte yumuşayıp, istenilen şekli almaya müsait olan demir gibidir ki, esas mahiyetini yani nefsini, enesini aşk ateşinde eritmiş ve Hakk'ın iradesine teslim olmuş, Mevla'nın istediği hal üzere yaşamaya  hazır vaziyettedir. Aşığın simgelerinden biri de böylesi bir teslimiyetle istikameti kollamasıdır, denebilir.Hakk dostlarının görüşleri hak üzeredir. Onlar hep hedefi kollarlar. Onun içindir ki, kabul ile ret  onların nazarında aynıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder