18 Ocak 2012 Çarşamba

NAMAZ

Namazda, namaz haricinde gönlün her teli bam teli gibi titremeli, ama hassaten namazda  gönül bam teli gibi olmalıdır.

Öyle namaz kılmalı ki, her namaz diğerlerine misâl olsun. Secde doyulmaz bir neşve, dualar insana bıkkınlık vermeyen bir gıda, rükû ayrı bir gıda, kıyam ayrı bir edâ, kıraat dane dane kelimeler...

Muhbir-i sadık; 'Namaz kılarken veda namazı kılın,' diyor. Sana bir vakit namaz kılacak kadar ömrün kaldı deseler, namazı nasıl özene bezene kılarsın. İşte her namazı böyle kılmak gerekir. Bu benim son namazım olabilir, demek... İşte veda namazı budur.

Kaldı ki, namaz öyle bir mesele ki, ondaki her inhiraf(doğrudan ayrılma, sapma) insanı sireten hayvanlığa götürür. Mesela Efendimiz(sav), 'İmamdan önce başını secdeden kaldıranın suratının eşek, maymun şekline dönmesinden korkuyorum,' diyor. 'Secde için başınızı yem gagalayan tavuklar gibi koyup, kaldırmayın,' diyor. 'Otururken kendinizi köpekler gibi salmayın,' diyor.

Demek ki, namaz insanın insan-ı kâmil olmasını ifade ediyor. Öyleyse insan kıyamını, kıraatini, rükûunu ciddi bir teyâkkuz ve temkinle yapacak. Eşeğe, maymuna, tavuğa, köpeğe benzemeyecek. Bu teşbihlerdeki tabirleri 'Beni Rabbim terbiye etti, ne de güzel terbiye etti,' diyen edep âbidesi Hz.Muhammed(sav) söylüyor. 

Evet, namaz insanın hayatında yapacağı şeylerin en güzeli olmalıdır. Hayatın en tatlı hatıraları namazla ilgili olmalıdır. Zira Mirâc'a namazla çıkılır. Allah'a(cc) namazla ulaşılır. Enbiyânın huzuruna namazla varılır. O halde illâ namaz, namaz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder