31 Mayıs 2012 Perşembe

İSLÂM

1.İlk insan, ilk peygamber olması itibarı ile Hz.Âdem(as) ile başlayıp, devam eden din-i mübinin her oluş safhasında muhtevası aynıdır. Fark sadece beşeri hayatın gösterdiği gelişmeler istikametindeki içtimai hükümlerde görülür. Buna göre Hz.Âdem'den(as) Ahirzaman nebisi'ne(sav) kadar ilahi tebliğ mahsulü olan ve adına din denilen müessesede muhteva hep aynıdır ve o muhtevanın adı hep İslâm'dır.

2.''Kim İslâm'dan başka bir din ararsa bilsin ki ondan başkası asla kabul edilmeyecek ve onlar ahirette de zarar edenlerden olacaktır.'' Âl-i İmran Sûresi(85)

O halde Hz.Âdem'den(as) beşerin tekamül seyrine bağlı olup, Kur'an'da kemalin zirvesine ulaşmış olan İslâm nedir?

3.Evvel emirde bu hususta yapılan bütün tariflerin özü şu iki noktada toplanır;

a.İtikat; amentüde belirtilen esaslara doğru ve samimi bir iman,

b.Amel-i salih; imandan sonra Cenab-ı Hakkın bizlerden istediği ibadet ve muamelâtı ihlas ve samimiyetle ifa.

İşte bu iki hususun bağrında yaşayan İslâm; düşünce, yaşayış ve davranışlarımızın ilâhi nizamı, ölçülü ve muvazeneli güzellikler zinciridir.

İslâm; fikri, kavli ve ameli bakımdan insanı en güzel şekilde yoğurup, kemale erdiren ve karanlıklardan nura çıkaran saadet fercidir.

İslâm; silm ve selâmet kökünden gelmektedir. Bağlılık, Hakka ram olmuş, selim ve lekesiz tutmak, selâmete girmek, ihlas ve samimiyet gibi muhtelif manaları da içine alır ve esasta iman ile birleşir. Kur'an-ı Kerim'de ilk sûre Fatiha-i Şerife'de mecazen İslâm'ı tariften ibarettir.

4.İslâm; kulu azaba uğratmadan ve sapıklığa düşürmeden sırat-ı müstakim'e ileterek, saadet ve selâmetin feyizli kucağında Allah'ın(cc) sonsuz nimetlerine mazhar kılmak sureti ile, Âlemlerin Rabbi olan Allah'a(cc) hamd olsun dedirten ve bu halin devamı için...'Allah'ım ancak Sana kulluk ederiz ve ancak Senden yardım dileriz'...sırrını yaşatan ilâhi bir dindir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder