25 Mayıs 2012 Cuma

İRADENİN ROLÜ

İradenin rolü olan ve olmayan durumları açıklayınız.

İnsanın bilerek yapmış olduğu herbir yanlış yani; İslâm'ın yasak ettiği, haram olduğunu bildirdiği şeyler, eğer bu yasaklanan fiiliyatı yapmasına ciddi bir sebep yoksa, kendi iradesiyle yapmış ise, kişi o işten sorumludur.

Fakat o, haramın haram olduğunu bilerek yapmak istemiyor olduğu halde, elinde olmayan sebeplerle o haramı işlemek mecburiyetinde kalıyorsa, umulur ki sorumlu olmaz. Çünkü böyle bir durum irade dışı sayılır.

Örneğin; hürriyetini kaybetmiş bir insan birilerinin baskısı altındayken, iradesi dışında cereyan eden yanlışlıklardan mesul olmaz inşallah. Bir mümin ki, imanı var ama İslâm'ın direği mesabesinde, ibadetlerin özü ve hemen hemen bütün ibadetler içinde cem olmuş namazın, günde 5 vakit farz olduğunu bildiği halde; miskinliğinden dolayı hiç bir engel olmaksızın ciddiye almıyorsa ve kılmıyorsa veya arada kılıyorsa bu iradesinin hakkını vermemiş veya iradesi zayıf bir gafildir. Bu insan iradesinden sorumludur.

Aksine yine bir mümin ki, namazlarını vaktinde yerli yerince kılmak için can atıyor fakat gel gör ki, içinde bulunduğu ortam ve sebepler bu vazifesini ifaya engel oluyor. İşte bu kişi de iradesi dışında cereyan eden durumlardan ötürü sorumlu olmaz. İnsan içinde bulunduğu imkanlar nispetinde sorumludur.

Yine bir insan düşünelim, elinde olmayan sebeplerden dolayı, mecburiyet karşısında tesettüre riayet edemiyor ve içi adeta kan ağlıyor. Tesettüre ait bir parçacık taviz kendisini hüzne boğuyor. Hatta bu yüzden strese giriyor, çeşitli rahatsızlıklar zuhur ediyor.

Bir diğeri ise görünüşü aynı ama halinden memnun, gayet huzurlu, hatta başkalarına güzel görünme sevdasında. Saçlar, başlar, gözler, yüzler renk renk boyanıyor ve dikkatleri üzerine çekiyor. Bu ikisini aynı kefeye koymak elbette mümkün değildir. Biri tamamen irade dışı, diğeri ise iradesiyle haram işliyor.

Şu asla unutulmamalıdır ki, her uzvun bir yaratılış gayesi vardır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder