24 Şubat 2011 Perşembe

İMAN-AMEL İLİŞKİSİ

            İman ile amelin durumu , kalbin vücuttaki konumu gibidir. Biri diğerinden ayrılamaz. Kalbi olmayan bedende hayat olmaz. Bedensiz kalb düşünülemez. Bunların ikisi ayrı  şeyler olmakla birlikte ,mana ve hükümde birdirler. 
            Amelle iman arasındaki durumu, dudaklarla dil arasındaki duruma da benzetebiliriz. Dudaklar harfleri oluşturur, dil de sözü ortaya çıkarır. Dil ile dudaktan birisi olmadan konuşmak mümkün değildir. Cenab-ı Mevla insana verdiği konuşma nimetini zikrederken şöyle buyurur;
''Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi?''Beled Suresi(8-9)
            Verilen misallerde olduğu gibi iman da ancak salih amelle bir bütün haline gelir. Allah-ü Teala(cc) iman için salih ameli şart koşmuş ve imanın ancak salih amelle fayda vereceğini belirtmiştir. Bu hususta şöyle buyurulmuştur;
''Ancak kim tevbe eder, iman eder, salih amel işlerse; Allah onların günahlarını sevaba çevirir.''Furkan Suresi(70)
            İmanın kemale ulaşması ve salih amel ilahi ilme muhtaçtır. Bu hususta Efendimiz(sav) ;'Kişi bildiği kadar sever ve bilgisi nisbetinde korkar. Ben Allah(cc)'ı en çok bileniniz ve en çok korkanınızım', 'İlim talebetmek her müslümana farzdır', buyurmuştur. 
            Peygamberler Allah(cc)'ın en seçkin kulları oldukları gibi, görevleri de en seçkin görevdir. Onlar Cenab-ı Hakk'tan aldıkları emirleri insanlara ulaştırırlar. Buna HİZMET denir. Bu anlamda peygamberler insanlara hizmet etmişlerdir. İnsan isteyerek peygamber olamaz, ancak peygamber ahlakı ile ahlaklanabilir. Onun mirasına varis olabilir. Veliler bu yolu kendilerine düstur edinmişlerdir. 
            Görüldüğü gibi en şerefli insanlar peygamberlerdir ve en şerefli görevleri de hizmettir. Bu şerefli görevi kendisine düstur edinen mümin; istikameti, doğru yolu ve Rabbinin rızasını yakalamış demektir. Zaten yaradılış gayemiz de buna yani ilahi rızaya ulaşmak değil mi? Bu yolda hizmetten geçer. Ahlaki Muhammedi ile ahlaklanan , sünnet-i seniyeye ittiba eden , hizmet-i imana, hizmet-i Kur'an'a gönül veren ; peygamberinin mirasından pay almış bahtiyardır. 
            Hizmet mühimdir. Fakat hizmette edep daha da mühimdir. Burada da ilim zaruridir. Hizmette muvaffak olabilmek için ihlas, samimiyet, ilim ve irfan da zaruridir. Hizmet, sünnet-i seniyeye tabi olarak bir takım edeb ve ölçülere riayet etmeyi gerektirir. Büyükler 'usulsüz vusül olmaz' demişlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder