22 Şubat 2011 Salı

MUHABBETULLAH

            Kur'an ve sünnetin verdiği bilgiler doğrultusunda , dini duyguların temelini sevgi unsurunun oluşturduğunu görmekteyiz. İmanın oluşumunda sevgi unsuru olduğu gibi , amelin kolayca ve istenilen ölçüde yerine getirilebilmesi de ancak sevgi ile mümkündür. Ayeti kerimede '' Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu kalblerinize zinet yapmıştır. Küfrü, fıskı ve isyanı da size çirkin göstermiştir ''. Hucurat Suresi(7) buyurulmuştur.
             Kur'an ; kalbi bir yöneliş ve arzu ifade eden muhabbetin yalnız ve yalnız Allah(cc)'a yöneltilmesi gerektiği  üzerinde ısrarla durur. Allah(cc)'tan başkasını sevmenin yanlışlığına dikkati çeker ve şöyle buyurur ;                     
             ''İnsanlardan bazısı Allah'tan başkasını Allah'a (haşa) eşler ve benzerler edinir de onları , Allah'ı sever gibi severler.'' Bakara Suresi (165)
             Müminde bulunması gereken Allah(cc) sevgisinin sınırsızlığına işaretle Allah(cc) buyurur ;                         
                ''İman edenlerin Allah'a karşı sevgileri ise herşeyden daha sağlam ve kuvvetlidir.'' Bakara Suresi(165)
             Bu ayet gösteriyor ki , Mabud en yüksek mahbubdur (sevgilidir). O'ndan başka sevilen ne olursa olsun Mabud ittihaz edilmiş olur. Buna enbiya ve evliyayı Mabud derecesine çıkarmakta dahildir. Bunun için Allah(cc)'ın velileri , melekleri ve sevgili kullarını severken ayetin muhtevasını göz önünde bulundurmalı ve onların muhabbetini Allah(cc) muhabbetine vardırmaktan sakınmalıdır. Zira Allah(cc) için sevmekle , Allah(cc)'ı seven gibi sevmek arasındaki farkı iyi anlamak gerekir. Allah(cc)'ı sevenler elbette Allah(cc)'ın yolunda giden sevgili kullarını da severler. Bu sevgi ile onlara tabi olurlar. Bu sevgiler muhabbetullaha bir delil teşkil eder.
              Kur'an'a  göre Allah(cc) sevgisinin dışında her nevi sevgide haddi aşmamak gerekir. İnsan , yaradılışı itibariyle ehl-i iyaline , yakın akrabasına ve hatta dünya metaına , makam ve mansıba karşı sevgi besleyebilir. Ancak dikkat edilmesi gereken husus bu sevgilerin Allah(cc) ve Resulü(sav)'nün sevgisinden daha öncelikli olmamasıdır. Kulu, Allah(cc) ve Resulü(sav)'ne itaat ve teslimiyetten alıkoymamalıdır. Aksi bir durum imanın sıhhatini bozacaktır. Nitekim şu ayet ölçüye dikkat etme hususunda müminlere ciddi bir uyarıdır ;         
             ''De ki ; Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan , Resulünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise , artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.''(Tevbe Suresi 24)
               İnsan, bozulmamış bir fıtrata sahipse güzelliğe, kemale ve ihsana karşı gönlünde tabii bir akışın varlığını hissedecektir. Bir kalbte Allah(cc) sevgisinin olmamasının yegane sebebi; Allah(cc)'ı tanıyamamak, O(cc)'nun nimet ve ihsanlarını görememektir. Bunlar 'Kur'an'ın ifadesiyle' kalbleri kilitli, mühürlü ve kör kimselerdir. Ayette şöyle buyurulmaktadır; 
                  '' Ey iman edenler ! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) ; Allah , sevdiği ve kendisini seven , müminlere karşı alçak gönüllü(şefkatli) , kafirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir.'' Maide Suresi(54)
                 Bu ayet Allah(cc) ile kul arasında karşılıklı bir muhabbet bağının gerekliliğini açıkça vurgular. Din bir teslimiyetse, teslimiyetin temeli muhabbettir. Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de dilediği bazı kullarını görünen bir sebebe bağlı olmadan da sevebileceğine işaret ederken(Taha Suresi 39),
 diğer taraftan da genel bir sünnetullah olarak ihsan erbabını(Bakara Suresi 195) ,
 tevbe edenleri, temiz olanları(Bakara Suresi 222) , 
takvaya riayet edenleri(Al-i İmran Suresi 76) , 
adaletli olanları(Maide Suresi 42) ,
 Allah(cc)'a güvenip,dayananları (Al-i İmran Suresi 146) ,
 sabredenleri(Al-i İmran Suresi 146) ,
 Kendi uğrunda saf saf cihad edenleri (Saf  Suresi 4) SEVECEĞİNİ beyan eder.
          
Buna mukabil ; haddi aşanları (Bakara Suresi 195) ,
bozguncuları (Maide Suresi 64) ,
nankörleri (Bakara Suresi 276) ,
günahkarları (Nisa Suresi 14) , 
böbürlenenleri (Nisa Suresi 36) ,
zalimleri (Al-i İmran Suresi 57) ,
emanete riayet etmeyenleri (Enfal Suresi 58) ,
israf edenleri (En'am Suresi 141) SEVMEYECEĞİNİ açıkça beyan etmiştir.
               Bu itibarla İlahi muhabbete mazhar olmak ihsan-ı İlahi olduğu kadar, kulun kesbiyle (çalışması, fi'liyatı) ile yakından ilgilidir. Binaenaleyh , Allah(cc)'tan muhabbet talebinde bulunmak kulluğun zaruri bir gereğidir. Efendimiz (sav) bir dualarında ; ''Allah'ım ! Beni sevginle ve Senin katında kendisini sevdiğim için istifade edebileceğim kimsenin sevgisiyle rızıklandır.''
                   Şu bir gerçektir ki; herşeyin bir alameti , nişanı vardır. İslamın, imanın ve kulluğun özünü teşkil eden sevginin , muhabbetullahın da şüphesiz alametleri olacaktır. Sevgi ; sevdiğine itaatı, teslimiyeti, ahkamına riayeti, ibadeti, taatı, saygı ve edebi gerektirir. Seven, sevdiği Zatın yani Rabbinin sevdiği, değer verdiği herşeyi sever, değer verir, saygılı olur. Yine seven, sevdiğinin sevmediği, değer vermediği mezmum sıfatlardan , kötü davranışlardan , fücur ve fısktan uzak durur. O yüce Rabbin sevdiklerini O(cc)'nun rızası için sevmek, hakiki sevgiye, terakkiye, Hak rızasına, muhabbetullaha ulaştıran sebeplerdir. 
                  Peygamber sevgisi başta olmak üzere , ehlullahı sevmek mecazidir , Hak sevgisine ulaştıran faktörlerdir. Sevdiğini herşeye tercih etmek, O'nun isteklerini öncelikle yerine getirmek, O'na itaatte kusur etmemeye gayret etmek, O'nu çokça zikretmek, O'nun sevdiklerini sevmek , uğrunda tüm varlığını feda etmeye kararlı olmak sevginin dışa yansıyan bazı tezahürleridir. 
                     Sevgi sevilenle beraber olmayı gerektirir. Allah Resulü(sav) ''Kişi sevdiğiyle beraberdir'', buyurmuştur. Allah(cc)'ı sevmek demek, aynı zamanda O'na kavuşmayı arzulamak demektir. Allah(cc) ile kul arasında muhabbet bağı kalmamışsa, hayatın da anlamı kalmamış demektir. İnsanın yaradılış gayesi , Allah(cc)'a kulluk (Zariyat Suresi 56) , kulluğun özünü teşkil eden faktör ise teslimiyet (Bakara Suresi 112) ise, işte bu muhabbet bu teslimiyeti gerçekleştiren yegane unsurdur. Kalbin selim olması , ancak Allah(cc) sevgisinin gönle hakim olmasına bağlıdır.
                         ''Bilmedin mi ki göklerin ve yerin (hakimiyet ve idaresi) yalnızca Allah'ındır. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost vardır ne de bir yardımcı.''(Bakara Suresi 107)
                        ''(Resulüm !) De ki ; Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın, Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.''(Al-i İmran Suresi 31)
                         ''Ancak benim için birbirini sevenler, benim için birbirini ziyaret edenler, benim için birbirine yardımda bulunanlar ve sırf benim rızamı tahsil için insanlarla dost olanlar; işte bu kimselere benim de muhabbetim muhakkak ve kat'idir.''Hadis-i kudsi 

               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder