7 Şubat 2012 Salı

RABITA

Tasavvufta rabıta konusu vardır. Bu hususta çok önemlidir, elzemdir. Başlarda da işaret edildiği gibi insanların salih ve sadıklarla olmaya çok ihtiyacı vardır. Yüce Allah(cc) ferman ediyor; ''Ey iman edenler! Allah'tan korkun, (salihlerle) sadıklarla beraber olun.''

Bu beraber oluş hem bedeni, hem kalbîdir. Allah(cc) kalplere nazar ediyor. O(cc), kalpte kimin olduğunu hakkıyla bilendir. Bir Hak dostunu Allah'tan(cc) dolayı sevmek çok kârlı bir ticarettir. Çünkü seven sevdiğinden istifâde eder, sözünü dinler, onun gibi olmaya çalışır.

Yüce Allah(cc), rızası yolunda sadıkları sevmeye çok değer verir. Yüce Resûl(sav); ''Seven sevdiğiyle haşrolacak, cennette beraber olacak,'' buyuruyor. Bir velînin gönlüne girme ne muazzam bir devlettir.

Gönül erleri olan arifler ve salihler kalplerindeki muhabbet, aşk ve vecdlerini sohbetlerine taşırlar. Kalplerindeki esrarın nuru cemaate akseder. Meydana gelen in'ikas ve insibağ(boyanma) neticesinde gönüller, kabiliyet ve istidada göre feyiz ve hakikât nuruyla dolar. Tıpkı karanfil, gül ve benzeri çiçeklerle bezenmiş bir bahçe üzerinden esen sabah melteminin gittiği yerlere, gönüllere bahar ferahlığı veren lâtif rayihalar götürmesi gibi...

Onlar hasta kalpleri tedavi için şefkâtli doktordurlar. Yolunu bulamamış biçarelere yol yön tarif eden, aç kalmışlara gıda, çölde ciğeri kavrulmuşlara su ulaştıran, manevi yetimlere şefkatli bir baba, denizde boğulmak üzere olanlara bir can simidi konumundadırlar. Bu kırık dökük beyanlarla onların kutsiyetini  anlatmak imkansızdır. Onlar 'verâset-i enbiya'dırlar. İnsan bunu idrâk edebilse yeter sanırım.

Beyazid-i Bestami şöyle buyurmuştur; ''Allah'ın veli kullarını sev ki, onlar da seni sevsinler. Onların gönüllerine girmeye çalış. Çünkü Allah o ariflerin kalplerine her gün 360 defa nazar eder. Onlardan birinin kalbinde seni görürse, seni bağışlar.''

İşte tasavvufi terbiyede salikin mensup olduğu yere ve sadık salihlere ait muhabbetini taze ve zinde tutabilmesi maksadıyla rabıta, daimi bir temrin halinde kaideleştirilmiştir. Düşünmelidir ki, günah ve masiyet yolundaki bir insan bu kalbî bağlılığın güzel tesiriyle belki, telâfisi mümkün olmayan pek çok manevi kayıptan kurtulabilir.

Yine bunun yanında kalbî rabıtanın bereketiyle hayır yolunda nice manevi kazançlara nâil olabilir. Rabıta, muhabbetin şiddeti ile kalbi duyuş ve hissedişle yüksek bir manevi hat meydana getirir. Bu hattın iki ucundaki şahsiyetlerde aynileşme istikâmetinde bir ruhi alışveriş başlar. Ünsiyetle takviye edilen muhabbetle öyle hale gelir ki, seven sevdiğinin varlığında adeta yok olur. 'Seven sevilir' fetvasınca, tasavvufi eğitimde sevmek ve seve seve inkıyat etmek, teslimiyet, itaat, sadakat, gayret temel taşlar mesabesindedir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder