13 Temmuz 2011 Çarşamba

HUKUK-U KOMŞUYA RİAYET

            Bu dünyada her insan, bir başkasının yardımına muhtaçtır. İnsanlık ve medeniyet; işbirliği, yardımlaşma ve karşılıklı hizmeti zaruri kılmıştır. Aç olanla  yiyeceğini paylaşmak,  diğerinin üzerine vazifedir. Bunların başında da komşu gelir, denebilir. İnsanların en yakınlarında olan komşuların, ihtiyaç duyulduğu anlarda ilk yetişenler olduğu malumdur. 

''Anaya, babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve elinizin altında bulunan kimselere iyilik edin.'' Nisa Suresi(36)

''Her kim ki, komşuları şerrinden emin olmaz. Yemin ederim ki, (o) mümin olamaz.''
''Hak Teala'ya ve ahiret gününe iman etmiş bulunan kimse, komşusuna eziyet etmez.''
''Allah'a yakın olanlar arasında en yakın ve en iyi kimse, komşusuna iyilik edendir.''
''Kendisi tok olup da, komşusunu aç bırakan kimse, mümin sayılmaz.'' Hz.Muhammed(sav)

            Gelen rivayette bir sahabenin iki hanımı vardır. Biri gece gündüz ibadetle vakit geçirip, namaz kılar, gündüzleri de oruç tutar, sadaka verir, hayır yapardı. Fakat komşularıyla geçimsiz olup, onları diliyle gücendirirdi. Ashab durumu Efendimiz(sav)'e arz etti. Efendimiz(sav) buyurdu ki, ''Onun hiçbir iyiliği yoktur. O cehenneme müstehaktır.''

''Her kim Hak Teala'nın ve Resulünün muhabbetini kazanmak isterse, yahut Cenab-ı Hakka ve Resulüne muhabbet iddiasında bulunursa, komşusunun hakkını eda eyler.''
''Eğer komşularınız sizin iyi olduğunuzu söylüyorlarsa iyi olduğunuzu biliniz. Fena olduğunuzu söylüyorlarsa fena olduğunuzu anlayınız.''
''Cebrail bana daima komşu hakkını tavsiye ederdi. Hatta ben, ölünce (komşularımın) malımdan miras alacaklarını zannetmiştim.''
''Kafir komşunun bir hakkı vardır. Müslüman komşunun iki hakkı vardır. Müslüman ve akraba olan komşunun üç hakkı vardır.'' Hz.Muhammed(sav)
     
            Görüldüğü üzere İslam; kafir, mümin ayırımı yapmadan hak tesis etmiştir. Şu var ki, hepsinin hakları aynı olmayıp duruma göre farklılıklar arz etmektedir. Salih saliha bir komşuya gösterilmesi gereken ilgiyle, fasık bir komşuya gösterilmesi gereken ilgi aynı olamaz. Bu hak ve hukukun neleri kapsadığını iyiden iyiye öğrenip, riayete gayret edilmesi elzemdir. Bunların başında komşulara asla zarar vermemek, hiçbir surette rahatsız edecek bir davranışta bulunmamak, elden geldiğince iyilik yapmak, darda kaldıklarında ziyaret etmek, geçmiş olsun dileklerinde bulunmak, tebrik etmek başlıca vazifelerdendir.

Efendimiz(sav) şöyle buyurmuştur;
1.Hastalandığında geçmiş olsun ziyaretinde bulunmak,
2.Öldüğünde cenazesinin kaldırılmasında bulunmak,
3.Komşunuz dara düşüp, borç para vb şey istediğinde (varsa) vermek,
4.Darda kaldığında onların yardımına koşmak,
5.Bir nimete kavuştuğunda onları tebrik etmek,
6.Başına bir musibet geldiğinde teselli etmek,
7.Pişirdiğini belli etmemek, belli olursa biraz olsun vermek,
8.Onlardan gelmesi muhtemel bazı olumsuzluk, huzursuzluklar olsa da, sabrederek kötülüğü en güzel şekilde savmaya gayret etmek,
9.İncitmemeye, incinmemeye gayret etmek, komşuluğun gereklerindendir.

            Efendimiz(sav) komşusu bir mecusi de olsa iyiliklerde bulunur, ziyaret ederdi. Hatta mecusi olan komşusu O(sav)'nu zaman zaman rahatsız ediyor, hatta kapı önüne pislik, necaset döktüğü oluyordu. Birgün bu komşusu rahatsızlandı. Efendimiz(sav) ziyaretine gidip, ona iyilikte bulundu. Bunun üzerine o mecusi komşu iman edip, müslüman oldu. 

2 yorum:

  1. müslümanın bir an bile gafleti olmamalı.her zaman pür dikkat yaşamalıyız.Allah yardımcımız olsun.

    YanıtlaSil
  2. Amin, vicdanı, gönlü, gözü,bütün varlığı hep O(cc)'na dönük yaşayan kullardan olabilmek duasıyla.Allah razı olsun.

    YanıtlaSil