11 Temmuz 2011 Pazartesi

HUKUK-U AKRABAYA RİAYET

            İslam dini akraba hukukuna da çok ciddi önem vermiştir. Efendimiz(sav) sıla-i rahim ve akrabalık haklarının ehemmiyetini beyan etmiştir.   
''Bir de akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver.'' İsra Suresi(26)
''O halde sen akrabaya yoksula, yolda kalmışa hakkını ver.''Rum Suresi(38)
''De ki, hayırdan harcayacağınız şey ana-baba, yakınlar, yetimler, fakirler ve yoksullar içindir.''Bakara Suresi(215)
''Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardımı emreder.''Nahl Suresi(90)
             Bu ayetlerden çıkan hükme göre, ana-baba hakkından sonra akrabalık hakkı gelir. Ana-baba, akraba ve yakınlarla iyi geçinmek hususunda Cenab-ı Hak hususi hükümler koymuş ve insanları sorumlu tutmuştur. Bir müslümanın servetine en iyi müstehak olan ana-babadan sonra akrabaları ve yakınlarıdır. Cenab-ı Hak'ka halis niyetle ibadeti, ana-babaya iyilikten sonra onlarla iyi geçinmeyi, İslam hükme bağlamıştır.
''De ki, Ben buna karşılık sizden akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum.'' Şura Suresi(23)
''Ben size karşı yapılan iyiliklerime sizden bir ücret istemem. Bunun karşılığı ancak, kendi akrabalarınıza yardım ve muhabbet göstermenizdir.''Hz.Muhammed(sav)
''Akrabalık bağı arş-ı aladan gelmiştir, oraya bağlıdır. Cenab-ı Hak buyurmuştur; ona bağlı olana Ben de bağlı olurum, ondan ayrılandan Ben de ayrılırım.''Hz.Muhammed(sav)
''Efendimiz(sav)'e sordular; Ya Resulallah! Bana birşey öğretiniz ki, onunla cenneti elde edeyim. Efendimiz(sav) cevaben; Hak Teala'ya ibadet edeceksin, kimsenin kalbini kırmamaya çalışacaksın, namazı eksiksiz eda edeceksin, zekatını vereceksin, akrabalık hakkına riayet edeceksin. Akrabalık haklarına riayetsizlikten sakın. Her kim sıla-i rahimi, yani akrabalık hakkını eda etmezse cennete giremez. buyurdu.''
            Akrabalık hakkına riayetsizlik günaha sebep olduğu gibi, günah da cennete girmeye engeldir.
Efendimiz(sav) ''Akrabalık hakkı iyilik yapana iyilik yapmak değildir. Esas akraba hakkı, kötülük yapana iyilik yapmaktır,''  buyurarak akrabalarla alakayı kesmemeyi, onlar kötülük yapsa da iyilik yapmayı emretmiştir.
            Bu hak ana-baba hakkından sonra gelir ki, evlatlar, kardeşler, nineler, dedeler, amca, hala, teyze, dayı ve sırasıyla yeğenlerle daire genişler. Mü'mine yaraşan imkanlar dairesinde hepsine iyilik yapmak, tatlı dil ve güler yüzlü olmak, kırıcı olmamak, acısını sevincini paylaşmak, affetmek, küsmemektir. Müminin mümine üç günden fazla küslüğü yasaklanmıştır. Akrabalığın yakınlığı nispetinde mesuliyet artar.
            Sıla-i rahimin iki şekli vardır. Biri, zaruret içinde bulunan akraba-i talukata mali yardım, ikincisi, kendisine bahşedilen ömrün bir kısmını Allah(cc) rızası için onlara sarfetmek. Birincisini Hak Teala mal, servet ve rızık genişliğiyle, ikincisini ise ömre bereket ve ömrü uzatmakla karşılar.
''Her kim rızkının genişlemesini ve ömrünün bereketli olmasını arzu ederse sıla-i rahim gözetsin.'' Hz.Muhammed(sav) Bu amel neticesinde Cenab-ı Hakk o şahsa mal, servet genişliği ve hayat rahatlığı ihsan eder. Velhasıl seven sevilir, affeden affa mazhar olur, iyilik eden iyilik görür. Her bir hukuk-u ilahide olduğu gibi, akrabalık hukukuna saygılı olandan Allah(cc), Resulü(sav) ve akrabalar razı olur. Ahirette pek çok kul hakkından ve vebalden masun olur. Aksi ise kul hakkına ve Allah(cc)'ın gazabına sebep olur.
''Kim Allah'a güzel bir işle gelirse, iyilik işlerse ona on misli verilir. Kim de bir kötülükle gelirse, sadece kötülüğe denk bir ceza görür ve hiç kimseye haksızlık edilmez.''En'am Suresi(160)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder