24 Nisan 2012 Salı

CÖMERTLİK VE BUHUL

Cömertlik sıfatı mümine has bir sıfattır. Kur'an-ı Kerim'de pek çok ayet-i kerimede infak olarak bahsedilir ve imandan sonra namazla beraber zikredilir. Örneğin Bakara Sûresi'nin 3.ayetinde ''Onlar namazı kılar ve verdiğimiz rızıklardan infak ederler,'' buyurulur.

İnfakın pek çok nev'i vardır. Cömert insan, imkânları ölçüsünde infak eder. Zekâtın verilmesi infak olmakla beraber, insanlar arasında yardımlaşmanın her çeşidi infaktır ve cömertliktir.

''Bir de sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki, affetmek. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar.'' Bu ayet-i kerimede açık bir ifade ile beyan edilen infak, affetmek yani; hakkından vazgeçmek, alacağından vazgeçerek hibe etmek veya haksızlığa maruz bırakıldığında affetmektir. Kul hakkı her ne  olursa olsun, hak sahibi alacaklı durumdadır. İşte bu alacağından vazgeçerek din kardeşine hakkını helâl etmesi en muteber bir cömertlik nişanesidir.

Konuyla ilgili Hz.Ali'nin(kv) cömertliği takdire şayandır. Şöyle ki ashab arasında Efendimiz'in(sav) Hz.Ali'yi(kv) çok sevdiği söz konusu olur. Sebebinde çeşitli yorumlar yaparak, her biri birşeyler söyler. Bu durumdan haberdar olan Efendimiz(sav) bu kişileri huzuruna toplar, onlara şu soruyu yöneltir; ''Size birileri kötülük yapsa ne yaparsınız?'' Onlar cevaben ''Biz iyilik yaparız,'' derler. Efendimiz(sav) bu soruyu tekrar tekrar sorar, ''Onlar da iyilik yaparız,'' diye cevap verirler. Nihayet dördüncü defa aynı soruyu sorunca başlarını eğip cevap vermezler.

Efendimiz(sav) Hz.Ali'yi(kv) çağırtır. Herşeyden habersiz olan Hz.Ali'ye(kv) de aynı soruları yöneltir. O da her defasında ''İyilik yaparım ya Resulallah:'' diye cevap verir. Efendimiz(sav) soruyu tekrar tekrar sorunca şöyle cevap verir; ''Ya Resulallah o kişi bana ölünceye kadar kötülük yapsa, ben de ölünceye kadar iyilik yapmaya devam ederim'' diyerek mukabelede bulunur.

Bunun üzerine Efendimiz(sav) sahabeden o zatlara dönerek ''Ali'yi neden çok sevdiğimi anladınız mı?'' diye sorunca sahabe ''Evet ya Resulullah! Ali'yi neden çok sevdiğini şimdi anladık,'' derler.

Cömertlik merhametli olmaktan gelir. İnsan merhametli değilse, cömert olamaz. Allah(cc) buyurur; ''Merhametli olun ki, merhamete mazhar olasınız; affedin ki, affa mazhar olasınız.''

Merhamet etmeyene merhamet edilmeyeceğine dair pek çok rivayetler vardır. Allah(cc) 114 sûrenin başında Er-Rahman, Er-Rahim isimleri ile nasıl bir merhameti olduğunu ilan ediyor ve kullarına merhametli olmalarını işaret ediyor.

Bir müminde ister kendi canına olsun, ister başkalarına karşı olsun merhamet hisleri ne nispette ise cömertliği de o nispette olur. Bu konuyla ilgili bazı hadis-i şerifler şöyledir;

Efendimiz(sav) buyurmuştur; ''Sahavet; kökü cennette, dalları dünyaya uzanmış bir ağaçtır. Kim ondan bir dala yapışırsa onu cennete götürür. Cimrilik kökü cehennemde, dalları dünyada bir ağaçtır ki, ona kim tutunursa cehenneme götürür.''

''Cömert insan Allah'a, cennete ve insanlara yakın, cehennem ateşinden uzaktır. Cimri insan ise Allah'a, cennete ve insanlara uzak, cehenneme yakındır.''

İbn-i Abbas(ra) Resulullah'ın(sav) cömertliğini şöyle anlatır. ''Resulullah insanların en cömertiydi. Sahaveti Ramazan ayında daha artardı. Ömrü boyunca kendisinden bir şey isteyen insana hayır dememiştir.''

Evet Efendimiz(sav) bu konuda da zirve noktasında idi. Zaman zaman eline geçen bazı ganimetler oluyordu ki, bunları gecelemeden anında ihtiyaç sahiplerine dağıtıyordu ve ancak o zaman rahatlıyordu. O Resûl-ü Kibriya(sav) maddi ve manevi cömertliğin en güzel bir modeli, yegâne örnek, gönül zengini idi. Bir taraftan eline geçeni son damlasına kadar vererek, bir diğer taraftan affedici ve müsamahakâr davranarak, bir başka yönü ile insanların kurtuluşu için çilelere, meşakkâtlere göğüs gerip, katlanarak çeşit çeşit yollarla o hep cömertlik sergiliyordu ve hayatı hep cömertlik içinde geçti.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder