29 Nisan 2013 Pazartesi

TEVBE

Bir mümin rüyasında Efendimiz'i(sav) görür, tanır. Fakat Efendimiz(sav) onun yüzüne bakmaz. O kişi;

-Ya Resûlallah! Ben Senin ümmetindenim, der. Efendimiz(sav) ise;

-Ben seni tanımıyorum, diye cevap verir. O şahıs;

-Nasıl olur ya Resûlallah? Bize hocalarımız her peygamber ümmetini tanır, hatta öyle ki kişinin ana-babasını tanıdığından ziyade tanır, dediler. Efendimiz(sav);

-Hocalar doğru söylemiş, tanır. Fakat şu şartlarla tanır, der ve şöyle buyurur;

-Ben ümmetimi bana gönderdiği salât-ü selâmla ve tâbi olduğu sünnetimle tanırım. Senin üzerinde hiç sünnetimi görmüyorum ve bana hiç salât-ü selâm da göndermemişsin, buyurur. 

Adam uyanır, dehşete kapılır. Ciddi bir tevbe eder ve Hak yola katılarak nefsinin ıslahına çalışır. Efendimiz'in(sav) sünnetine tâbi olur. Derken aradan hayli zaman geçer. O kişi yine rüyasında Efendimiz'i(sav) görür. Bu sefer tebessüm eder ve;

-İşte şimdi tanıdım, der. Memnuniyetini ifade eder.

Kul ile tevbesi arasına kimse giremez. Yani tevbesine ve Cenâb-ı Hakkın o kulunun tevbesini kabul etmesine kimse mâni olamaz. Yeter ki kul şartlara uygun tevbe etsin ve hâlini ıslaha ciddi gayretli olsun. Bu insan baştan aşağı günaha batsa, sonunda ciddi bir pişmanlık duyarak tevbe-i nasuhta bulunsa Cenâb-ı Mevlâ böylesi samimi kulunu affedeceğini haber veriyor. 

Hatta seyyiatını haseneye dönüştüreceğinin müjdesini ilân ediyor ve; 

''Ey nefsine zulmetmekte haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin, Allah çok bağışlayan ve tevbeyi kabul edendir,'' buyuruyor. (Kul hakkı hariç)

Bazen işlenen bir günah cennet vesilesi ve Hakka yaklaşma vesilesi olabilir. Bazı yapılan güzel ameller de vardır ki; günaha, dolayısıyla azâb-ı ilâhiyeye sebep olabilir. 

Nasıl mı? Mümin bilerek veya bilmeyerek bir günah işler. Sonunda onun Hakka karşı bir saygısızlık yani günah olduğunu idrak eder, bin pişmanlıkla yana yakıla Rabbinden özür diler. ''Boynu bükük, kalbi hüzünle dolu, göz yaşlarıyla tövbe eder.'' Cenâb-ı Hak hadis-i kudside böyle takvalı kullarının yanında olduğunun yani; rahmeti ve mağfiretiyle karşılayacağının müjdesini veriyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder