10 Nisan 2013 Çarşamba

BİZİM HÂLİMİZ NE OLACAK?

Efendimiz'in(sav) yanına bir şahıs geldi ve şöyle dedi; ''Bana Kur'an'dan bir şeyler öğret.'' Efendimiz(sav) buyurdu; ''Başında elif, lâm, râ olan sûrelerin üçünü oku!'' O zat; ''Ya Resûlallah! Benim yaşım iyice ilerledi. Hafızam zayıf,'' dedi. 

Efendimiz(sav); ''O zaman ha mimlerden üçünü oku,'' dedi. O şahıs yine aynı şeyleri söyledi ve ''Ya Resûlallah! Bana içinde her türlü faydayı toplayan bir sûre öğret,'' dedi. Bu sefer Peygamberimiz(sav) Zilzal Sûresi'ni okuyup, onu öğretti. O zat; ''Allah'a yemin ederim ki, buna bir şey ilâve etmeyeceğim,'' dedi, sonra gitti.

Peygamberimiz(sav) ''Adam kurtuldu, adam kurtuldu'' diyerek sevindi. Peygamberimiz'in(sav) bu ayetlerin okunmasını tavsiye etmesi, bu sûrelerin insan hayatında ciddi yeri olduğundandır. Okumaktan maksat, ibret alması gereken konulardan ibret ve tedbir almaktır.

Örneğin; Zilzal Sûresi kıyametin dehşetini, ahiret hadisesini vs sonra da dünya ve yeryüzünde Rabbimizin izniyle işlenenleri haber verir. Bu insan burada namaz kıldı, şurada gıybet etti, şurada birilerine çelme taktı, kardeşinin gönlüne diken batırdı, şurada birinin kalbini ihyâ etti, şurada kitâbullahı okudu ve müzakere etti vs hepsi gösterilecek. 

O gün herkes ameliyle karşı karşıya gelecek. O zaman en ufak bir hayrının karşılığını alıp, en ufak bir yanlışının hesabını verecek. İşte Resûlullah(sav) o zat hakkında 'eğer bu sûre karşısında duyarlı olur, muhtevasına girerse, zerre kadar şerden kaçar, bol bol hayırlı amel işlerse kurtuluşa erer,' demek istemiştir. 'Eğer bunları yaparsa kurtuldu' buyurmuştur. 

Resûlullah(sav) bu talimâtı ile; o kişiye mukâbil, bütün ümmetine kurtuluş yollarını ve karşılaşılacak günlerin, âkîbetin ciddiyetini vurgulamaktadır. Efendimiz'in(sav) tavsiye ettiği bu sûreleri tefsirlerden okuyup, üzerinde düşünmemiz elzemdir. 

İnsana şerefiyle, haysiyetiyle, edebiyle, nezâketi ve zerâfetiyle değer verilir, saygı gösterilir. Efendimiz(sav) her an bir terfî-i derecat halindeydi. Cenâb-ı Hakka şükrünü îfa edememekten, bir evvelki haline istiğfar halindeydi. Ayakları şişinceye kadar gece namazı kılıyor, 'Kendine neden bu kadar zahmet veriyorsun?' diyen Hz.Âişe'ye(ra) 'Şükreden bir kul olmayayım mı?' buyuruyordu. 'Sübhaneke ma şekerneke hakka şükrüke ya Meşkur' yani 'Sübhan olan Allahım! Sana hakkıyla şükredemedim, şükürlerden aciz kaldım,'' ve yine 'Allahım! Sana lâyık olduğun şekilde meth-ü senâ edemedim' diyordu. 

Yine 'Sübhaneke ma abadnake hakka ibadetike ya Mabud!' diyerek tevâzu içinde Cenâb-ı Hakka niyâz ediyordu. Peygamberimiz(sav) böyle diyorsa bizim halimiz ne olacak?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder