16 Nisan 2013 Salı

MUHABBET

Her hayırlı muamelâtın altında muhabbet vardır. Din muhabbetle yaşanır. Asıl muhabbet Cenâb-ı Hakka muhabbettir ki, ayette ''Allah onları sever, onlar da Allah'ı sever'' buyuruluyor. Dünyevi muhabbetler ilâhi muhabbetlere basamak haline gelmeli. Leylâ ve Mecnun hikayesinde gördüğümüz gibi. Mecnun'un esas zaferi Leylâ'ya takılıp kalmaması. Kimi insanda Leylâ paradır, mal mülktür, kimilerinde makam ve mevkidir. 

Hakiki müminin Leylâ'sı da Mevlâ'sı olacak. Mecnun olacak, Leylâ Leylâ diye diye Mevlâ'sına kavuşacak. Mevlâ demiyor mu?'' Hakka yaklaşmaya vesile arayın.'' İşte Hak yolcusu da Mevlâ'sının aşkıyla, O'na vuslat coşkusuyla vesileler arayacak, her bulduğu vesileyi Hakka yaklaşma adına severek değerlendirecek.

Hakiki dosta yaklaştırması adına birer Leylâ'sı olacak. O Leylâların Mecnun'u olacak ki hakiki dosta vâsıl olsun. Peygamberimiz'in(sav) bu hususta şöyle niyaz ettiği bildirilir; ''Allahım! Senin sevgine ulaştıracak amelleri bana sevdir'' , ''Allahım! Kendi sevgini kalbime ilka eyle.'' 

''Hiç biriniz Cenâb-ı Hakkı benim kadar sevemez,'' hadisine göre görülen o ki, muhabbetin sınırı yok. Sevme sevilme yollarını değerlendireceğiz ki, bizler de aşk-ı ilâhiden hisseyâb olalım. Yine Cenâb-ı Hak sevgiye nâiliyatın şartlarını bildiriyor bir ayette ''Ey Resûlüm! Söyle onlara eğer Allah'ı seviyorsanız (sevdiğinizi iddia ediyorsanız) bana tâbi olun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayandır.''

Ayet-i kerimede açık ifadelerle sevmenin, sevilmenin ve affolunmanın şartlarına vurgu yapılmaktadır. Yoksa kuru bir beyânın öneminin olmadığı bildirilmektedir. Bu ayette kısa ve öz bir ifadeyle; seven ve sevilen kulun ispatının Resûlullah'a(sav) yakınlığı, muhabbeti ve sünnetine ittiba ile gerçekleşeceği beyân edilmektedir. Öyleyse o yüce Resûl'ün(sav) ahlâkı, vasıfları, ibadet ve taatı, sünnet-i seniyyelerini ne nispette hayatımıza geçirebildik kendimizi test etmemiz lâzım. 

Cenâb-ı Hak kimleri sevdiğini Kur'an'da bildiriyor. Başta iman etmek şartıyla; Peygamber'e(sav) tâbi olan, O'nun(sav) boyasına boyanan,  hâliyle hallenen, O'na(sav) itaat eden, O'nu(sav) seven şartını koyarak, üsve-i hasene yüce Resûl'ün de vasıflarını bildiriyor. Bunlardan bazıları; 

''Yeryüzünde tevâzu ile dolaşırlar. Kendilerini bilmezler onları incitici laf attıklarında 'Selâm' der geçer, giderler. Geceleri secde ve kıyam ile taat ve ibadet içinde geçirirler. İsraf etmezler, cimrilik etmezler, hep orta yol giderler. Kur'an'a sağır ve kör davranmazlar. Boş söz konuşmazlar. Doğrudan ayrılmazlar, doğruyu söylerler. Doğru şahitlik ederler, darıldıkları kimseleri affederler, sabırlıdırlar.'' Bunlarla beraber Cenâb-ı Hakkın muhabbetine vesile olacak vasıf ve sıfatlar, ameller Kur'an-ı Kerim'de bildirilmektedir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder