23 Mart 2013 Cumartesi

EMÂNET

''Emânete hıyânet etme, verdiğin sözü yerine getir, iffetini koru.'' Hz.Muhammed(sav)

Efendimiz(sav) bu üç önemli hususa dikkatleri çekerek ümmetini uyarmaktadır. 

Emânet denince ne anlıyoruz? Emânet; maddi-manevi emânetlerin tümünü kapsar. İnsana bahşedilen ve yararına sunulan her şey birer emânettir ki, bunların başında Cenâb-ı Hakkın bahşettiği fıtrat gelebilir.

Efendimiz(sav) buyuruyor; ''Her doğan çocuk İslâm fıtratı üzere doğar.'' Bu hadis-i şerifte açıkça anlaşılıyor ki, Cenâb-ı Hak başta insan olmak üzere bütün canlıyı müspet bir fıtratta yaratmıştır.Yani İslâmi değerleri  insanın özünde cem etmiştir. Yaratanını bilme ve O'nun bildirmiş olduğu İslâm prensiplerini algılayabilme, dolayısıyla yaşamını o istikâmette sürdürebilecek bir fıtrata sahip kılmıştır. 

Fakat bu fıtrat muhkem olmakla beraber, çeşitli sebeplerle adeta üzeri örtülüyor ve fıtrata ters hâl ve tavırlar sergileniyor. İnsan bu hususta da sorumludur. Fıtratı koruma ve fıtrata uygun yaşama adına sorumluluğunun ciddiyetinde olup, sebeplere yapışacak ki, zaten onda var olan o müspet fıtrat devreye girsin. Bunun en güzel örneği sahabe-i kiram hazretleridir. 

Hatta bir yakınımızın sır olarak söylediği söz de emânettir. Kur'an bir emânettir. Bu emânetler ise sorumluluk ister. Bir gün bu emânetlerden sorguya çekecektir Cenâb-ı Hak. Onun için bu emânetleri Cenâb-ı Hakkın bildirdiği istikâmet üzere helâl sınırları içerisinde dikkatlice kullanmak her insan, bilhassa her mümin üzerine farzdır. 

Hepsinin başında iman emâneti gelir ki, bu emâneti koruma hususunda çok duyarlı ciddi, dikkatli olmak elzemdir. Onun için de Allah'a(cc) sürekli dua halinde olmamız iktiza eder. Efendimiz'in(sav) ''Allahım! İmanımı koru'' diye sürekli dua ettiği bildirilmektedir. 

Efendimiz'in(sav) dualarından birisi şöyledir; ''Ya mukallibel kulûb sebbit kalbi alâ dinik.'' Bu emânetlere sahip çıkmayıp, çarçur etme bir hıyânettir ve kişinin kendi kendine işlediği bir zûlümdür. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder