14 Ekim 2012 Pazar

MİZANDA EN AĞIR KELİME

Allah Resûlü(sav) buyurdu; ''Allah şüphesiz ümmetimden bir şahsı kıyamet günü ortaya çıkaracak. Sonra herkesin gözünün önünde, her biri gözün görebileceği kadar büyük olan tam 99 dosya açılacak.  Ve şöyle diyecek; 'Bunlardan bir şeyi inkâr edebilir misin? Yazıcı ve korucu meleklerin sana haksızlık mı yaptı?' 

Kul; ''Hayır ya Rabbi!'' 

Allah-ü Tealâ; ''Evet katımızda senin sevabın var. Bugün sana hiçbir haksızlık yapılmayacaktır,'' 

Ona içinde ''Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resuluhu'' yazılı bulunan bir kağıt verilecek ve ''Haydi mizana hazırlan'' denilecek. 

''Ya Rabbi! Bu kadar dosyaların yanında bu kağıt neye yarar ki? 

Der demez kendisine şöyle seslenilecek; ''Sen bugün haksızlığa uğratılmayacaksın!'' 

Terazinin bir kefesine siciller diğer kefesine de şahadet bulunan kağıt konulacaktır. Kağıt kitaplardan ağır gelecektir. Çünkü Allah'ın(cc) ismini hiçbirşey tartamaz. Bu itibarla hadis-i şerifte buyurulmuştur ki; ''Zikrin en faziletlisi lâ ilâhe illallahtır ve duaların en faziletlisi de elhamdülillahtır. Çünkü kelime-i tevhid imanın köküdür. Ne kadar çok söylenirse iman o kadar çok sağlamlaşır ve kemâle erer.

Hz.Musa'ya(as) Allah(cc) buyurmuştur; ''Dikkat edin sizi sevindireceğim. Sevinin çünkü Allah sizi bağışladı.'' Bu hadisi Efendimiz(sav) 'lâ ilâhe ilallah' diyerek zikreden bir topluluğa hitaben söylemiştir.

Bir başka hadislerinde de şöyle buyurmuştur; ''Lâ ilahe illâllah pek değerli bir kelimedir. Allah katındaki yeri pek büyüktür. Kim tam bir ihlas ve sadakat içinde onu söylerse, Allah onu cennete koyar. Kim de onu dıştan inanmayarak söylerse; kanı, canı, malı korunur. Fakat yarın Allah'a kavuştuğunda hesabı görülür.''

Yine Efendimiz(sav) buyurur; ''Ardınızda olanlara müjdeleyin! Kim cânı gönülden tam bir sadakât içinde lâ ilâhe illallah diyerek şahadette bulunursa cennete girer.

Lâ ilâhe illallah diyen kimsenin kalbini ilâhlardan yani, kendini gaflete götüren menfi ve nefsani temayüllerden uzaklaştırması zaruridir. Tâ ki kalp yalnız Allah-ü Tealâ'nın nuru ile dolsun. Kâinattaki ilâhi tanzim, esrar, kudret ve hikmet akışlarına karşı kalp uyansın. Rabbin azametini ve kendi hiçliğini tefekkür etsin. Bu hususta ifade buyurulan 'Nefsini bilen Rabbini bilir' sırrından nasip alabilmek pek mühimdir.

Cenâb-ı Hakkın nazarı kendisi ile dolu olan kalbe aittir. 

Bir derviş Beyazıt-ı Bestami'ye(ks) geldi;
-Beni Allah'a yaklaştıracak bir amel tavsiye et, dedi. Beyazıt(ks) ona şöyle dedi;
-Allah'ın veli kullarını sev, onların gönlüne girmeye çalış. Çünkü Allah-ü Tealâ her gün o ariflerin kalplerine 360 defa nazar eder. Bu nazar esnasında seni de orada bulsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder