14 Eylül 2013 Cumartesi

GÜNAHLAR, SEVAPLAR

''Hiçbir kimse midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Halbuki insana kendisini ayakta tutacak kadar bir kaç lokma yeter. Muhakkak çok yemesi gerekiyorsa midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe, üçte birini de boş bırakarak nefesine ayırsın.'' Hadis-i şerif
Çıkan ders:
Efendimiz(sav) yemeğe içmeye bir ölçü getirmiştir. Her konuda olduğu gibi yeme içme konusunda da müminin ölçülü davranması gerektiğini beyan etmiştir.

''Ben sizin hakkınızda ancak mideleriniz ve tenâsül uzuvlarınız hususunda aşırılıktan ve nefsâni sapıklıklardan korkuyorum.'' Hadis-i şerif

''Peygamberlerden sonra bu ümmete ârız olacak ilk belâ çok yemek ve tokluktur. Milletin karnı doyduğu zaman bedenleri yağlanır, fakat buna mukabil kalplerinde zaaf ârız olur (yani kalbi hayatı, maneviyatı zaafa uğrar), şehevi duyguları ise gemi azıya alır.'' Hadis-i şerif

''Kim Recep ayında bir kardeşini gamdan ve tasadan kurtarırsa (maddi ve manevi yardımda bulunarak) Allah o kişiye Firdevs Cenneti'nde bir köşk ihsan eder.'' Hadis-i şerif

''Recep Allah'ın aylarından bir aydır. Kim Recep Ayı'na saygı gösterirse, Allah da ona hem dünyada hem de ahirette ikram eder. Recep Ayı'na ikram edin ki Allah da size ikram etsin.'' Hadis-i şerif

''Oruç nâra karşı bir kalkandır. Oruçluyu nefsâni ihtiraslardan muhafaza eder. Oruçlu kimseye cahilâne, fena söz söylemek isteyen kimseye iki defa 'ben oruçluyum' desin. Ruhum Yed-i kudretinde olan Cenâb-ı Allah'a yemin ederim ki, oruçlunun ağzının açlık kokusu Allah-ü Tealâ Hazretleri indinde misk kokusundan daha etyaptır, temizdir.'' Hadis-i şerif

''Ramazan-ı şerifte sıdk-ı yakîn ile oruç tutanlar, farz namazlarını terk etmeksizin teravih namazı kılanların günah-ı sağireleri af olur.'' Hadis-i şerif

''Yedi engelleyici şey gelmeden önce iyi işler yapmakta acele ediniz. Yoksa gerçekten siz; unutturan fakirlik, azdıran zenginlik, herşeyi bozup perişan eden hastalık, saçma sapan konuşturan ihtiyarlık, ansızın geliveren ölüm, gelmesi beklenen şeylerin en şerlisi deccal belâsı, en müthiş en acı olan kıyametten başka birşey mi beklediğinizi sanıyorsunuz?'' Hadis-i şerif

''Ölümü çok hatırlayın! Çünkü ölümü çok hatırlamak mümini günah işlemekten alıkoyar. Sizin için iki şeyden çok korkuyorum; biri ölümü unutmak, diğeri nefsinize uyup dünyaya dalıp asli vatanınızı unutmanızdır.'' Hadis-i şerif
Hadisten anladıklarımız:
Ölümü unutmak günah işlemeye sebep olacağı gibi, ölümü sık sık hatırlamak günahlardan alıkoyar ve dolayısıyla ölümü sık sık hatırlayan ölüm ötesi için hazırlık yapar. Ölümü unutan ise hevâ-i nefsine uyup dünyaya dalar.

Hz.Ebu Hureyre'den(ra) rivayet:
''Bir erkek hanımını yatağına çağırır o da gelmezse ve kocası kendisine kızgın olarak gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lânet eder.''
İzah:
Kocasının meşru olan isteklerinden biri de hanımının onun cinsi duygularına değer vermesi ve bunun gereğini yerine getirmesidir. Dini ve meşrû mazeretler olmaksızın kadının bu isteğe karşı çıkması câiz olmaz. Sevgi ve muhabbetin devamı, huzur ve saadetin inkişafı, dolayısıyla haramdan korunmanın bir vesilesi olur ki tatmin olmayan bir erkeğin pek çok günahlara düşebileceği ihtimali kuvvetlidir. Din-i İslâm bu konuda müminleri uyarıp kadına vazifesinin ehemmiyetini bildirir.
Hadisten öğrendiklerimiz:
1. İslâm aile hayatına ve huzurlu aile ortamının oluşmasına büyük önem verir.
2. Kadın kocasının beraber olma isteğini meşru bir mazeret olmaksızın geri çevirmemelidir.
3. Meşru mazeret; hastalık hali, hayız ve nifas durumu, ramazan orucu tutmakta olması gibi farzı yerine getiriyor olmasıdır.
4. Kocasının birlikte olma isteğini yerine getirmeyen kadın, hem kocasının hem de kendinin günahkâr olmasına sebep olur.

''Ey ashabım! İpek ve atlas kumaştan mamul giyim eşyası kullanmayınız. Altın ve gümüş kaplardan su içmeyiniz ve yemek yemeyiniz. Çünkü bunlar dünyada kâfirlerin, ahirette ise bizimdir.'' Hadis-i şerif

Hz.Enes bin Mâlik'ten(ra) rivayetle;
Resûlullah'tan(sav) büyük günahların neler olduğu sorulduğunda şöyle cevap verdi;
1. Allah'a hakimiyette ortak koşmak,
2. Ana babaya asi olmak, karşı gelmek,
3. Haksız yere adam öldürmek,
4. Yalan yere yemin etmek.

Hz.Ümmü Seleme'den(ra) rivayetle; Ya Resûlallah! Allah hakkı (doğruyu) açıklamadan, hayâ etmez. Bir kadın ihtilâm olur mu? diye sordum ve olursa gusül etmesi icap eder mi? dedim. Peygamberimiz(sav) buyurdular ki; 'Suyu gördüğünde evet,' dedi. Hz.Ümmü Seleme(ra) utancından yüzünü örterek, Ya Resûlallah! Kadın ihtilâm olur mu? dedi. 'Evet, Allah iyiliğini versin! Böyle olmasa çocuğu kendisine nasıl benzeyebilir ki?' buyurdular.
Hadisten anlaşılanlar:
1. Dini bir meseleyi utanacak hususa ait olsa da sorup öğrenmek icap eder.
2. Erkek ve kadın meniyi gördüğü zaman yıkanmaları yani gusül etmeleri gerekir.
3. Erkeğin menisi olduğu gibi kadının da menisi vardır.
4. Hadis-i şerif kıyasın varlığına delildir, zira uyku sırasında ihtilam olan kadına aynı hal başına gelen erkeğin hükmü verilmiştir.

''Bütün dünyevi zevkleri bıçak gibi keseni (yani ölümü) çokça hatırlayın. Akıllı kimse kimdir Ya Resûlallah? diye sordular. Efendimiz(sav) cevaben; Ölümü çok düşünen ve ona karşı hazırlığını tamamlamakla meşgul olan kimsedir, işte onlar zeki insanlardır, buyurdu.'' Hadis-i şerif

''De ki; kaçmakta olduğunuz ölüm size erişecek, sonra da görünür ve görünmezi bilen Allah'ın huzuruna çıkarılacaksınız. Ne yaptınız ise size bildirilecektir.'' Cuma Sûresi(8)

''Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe, yada cehennem çukurlarından bir çukurdur.'' Hadis-i şerif
Açıklama:
Allah'ın(cc) emirlerine bağlı ehl-i takva için bir cennet bahçesi olurken, kâfir ve fısk-ı fücur içerisinde hayatını heder etmiş ve o hal üzere ölmüş asiler için de bir cehennem çukuru olacağına dair işaret buyurulmuştur.

''Cinlerin ve insanların isyankâr (kâfir) olanlarının dışında yer ve gökte bulunan bütün varlık, Benim Allah'ın Resûlü olduğumu bilirler (kabul ederler).'' Hadis-i şerif

''Hepiniz çobansınız, bu sebeple sürünüzden mes'ulsünüz.'' Hadis-i şerif

''Müslüman kardeşinin uğradığı felâketi sevinçle karşılama! Allah-ü Tealâ rahmetiyle onu o felâketten kurtarır da, seni musibetle imtihan eder.'' Hadis-i şerif

''İnsan ölünce ameli kesilir (yani sevap ve günahtan yapacağı birşey kalmaz). Ancak şu üç neviden olanlar müstesna:
1. Daima akan (öldükten sonra devam eden) sadaka,
2. Kendinden fayda görülen( talebe yetiştirmek, hayırlı eser bırakmak gibi) ölünün arkasından da durmayıp feyzi devam eden ilim,
3. Kendisine ahirete göçtükten sonra dua edecek hayırlı evlât,
Not: Bunlara sadaka-i cariye denir.

''Kişi sevabını umarak ailesinin nafakasını temin edince, bu onun için bir sadaka olur. (Yani ona sadaka sevabı yazılır) Hadis-i şerif

''Siz bana şu altı şey hakkında tefekkülde bulunun (yani söz verin) Bende size cenneti tefekkül edeyim (yani cennete girmenize söz vereyim);
1. Vaad ettiğiniz zaman yerine getirin
2. Emanette emin olun
3. Konuştuğunuz zaman doğru konuşun
4. Irz ve namusunuzu koruyun
5. Gözlerinizi harama yumun
6. Ellerinizi haramdan uzak tutun

''Ey gözümün nûru Fâtımam! Canını cehennemden kurtarmaya çalış, zira Ben ahirette farz ve vacipleri terk ve yasak olan şeyleri işlemeniz sebebiyle azaba sürüklenmenizi, Allah dilerse üzerinize gelecek azap ve cezayı def edip uzaklaştırmaya muktedir değilim. Yine Ben dünyada akrabalığı terk etmem, onlara ikramda bulunurum. Size nispetle Ben öyle bir kimseye benzerim ki evlât ve ailesi üzerine gelecek bir düşmanı gördüğü zaman saldırısından aile ve çocuklarını korumak için 'kaçınız veya gizleniniz' diye nasıl bağırıp çağırırsa, Ben de size ancak o kadar yapabilirim. Artık ötesi size ait.''
Hadisin devamında halasına, amcasına, kavim ve kabilesine de söylediği rivayet edilir. Ya teyzem, ya amcam! Sizin peygamber yeğeniniz oluşum size fayda vermez, Ben size ancak hakkı bildiririm, sizde kabul eder istikamet üzere olursanız, kurtulursunuz, buyurmuşlardır:''

''De ki; Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O çok bağışlayan, çok esirgeyendir.'' Zümer Sûresi(53)

''Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O'na teslim olun, sonra size yardım edilmez.'' Zümer Sûresi(54)

''Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır.'' Haşr Sûresi(18)

''Göklerde ve yerde olanları bilir, gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir, Allah kalplerde olanları da bilendir.'' Teğabun Sûresi(4)

''(Nefsinin kötülüklerinden) temizlenen ve Rabbinin adını zikredip O'na kulluk eden kimse, kuşkusuz kurtuluşa ermiştir.'' Ala Sûresi(14-15)

''Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.'' Hadis-i şerif

''Mümin erkeklere gözlerini haramdan sakınmalarını, edep yerlerini açmaktan ve zinadan korunmalarını söyle. Mümin kadınlara da gözlerini haramdan sakınmalarını ve edep yerlerini günahtan korumalarını söyle.'' Nûr Sûresi(30-31)
Açıklama:
Hadislerde zinaya giden yolun öncelikle nazardan yani göz bakış yolundan geçtiği ifade edilmekte ''nazar iblisin zehirli oklarından bir okudur'' buyurulmaktadır. Hz.Peygamber(sav) Hz.Ali'ye(ra) hitaben; ''Ya Ali! Gayri ihtiyari olarak ilk bakışın caiz olsa da ikinci bakışın caiz değildir,'' buyurmuştur.
Bu ayetler ve bu husustaki hadisler karşısında müminin durumu ve duyarlılığı nasıl olmalı? Canlı veya cansız nazarlara çeşitli yollarla arz olunan haramlar karşısında sorumluluğunun ciddiyetini idrak edip ittika ehli olması, mümkün olduğunca nazarını haramdan koruma gayreti içinde olması zaruridir. Canlılarla beraber televizyon gibi çeşitli yollarla seyredilen mahremiyete ait şeylerin hepsi aynı sınırlar içine dahildir. Haramı işlemek, bakmak, dinlemek mümine haramdır, günahtır.

''Aziz ve celil olan Allah'ın rızasını kazanmaya yarayan bir ilmi, sırf dünyalığını elde etmek için tahsil eden bir kimse kıyamette cennetin kokusunu duymaz.'' Hadis-i şerif
(Yani bu öğrendiği ilimden maksadı sırf dünyalık elde etmek, dünya menfaatini talep ise ahirette alacağı hiçbir şey yoktur, hatta cennetin kokusunu bile duymayacaktır,) diyerek niyetin, gayenin önemini belirtiyor.

''Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin.'' Ahzab Sûresi(70)

''Böyle davranırsanız Allah işlediklerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar, kim Allah ve Resûlü'ne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.'' Ahzab Sûresi(71)

''Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik. Onlar bunu yüklenmekten çekindiler (sorumluluğundan) korktular, onu insan yüklendi, doğrusu o çok zalim çok cahildir.'' Ahzab Sûresi(72)
Açıklama: 72. ayette geçen 'insana yüklenen emanet'ten maksad; işlenmesinde sevap, terkinde ikap olan ibadet ve davranışlarla beraber, riayet edilmesi gereken İslâmi kurallardır ve yine akıl ve düşünce kabiliyetidir. Kulluk ve akıl emanetine riayet edilmezse, zulüm ve bilgisizliğe sapılmış olur. Bu emaneti vermekle Allah(cc) insanı teklifleriyle sorumlu tutmuş ve böylece onu imtihan etmiştir.

''Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size kitabı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resûl gönderdik.'' Bakara Sûresi(151)

''Öyle ise siz Beni (ibadetle) anın ki Ben de sizi anayım, Bana şükredin, sakın Bana nankörlük etmeyin.'' Bakara Sûresi(152)

''Ey iman edenler! Sabırla ve namazla Allah'tan yardım isteyin, çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.'' Bakara Sûresi(153)

''Eğer siz yasaklandığınız büyük günahlardan sakınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.'' Nisa Sûresi(31)

''Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse (inkâr eden) kör kimse gibi olur mu? (Fakat) bunu ancak akıl sahipleri anlar.'' Rad Sûresi(19)

''Onlar Allah'ın ahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü bozmayanlardır.'' Rad Sûresi(20)

''Onlar Allah'ın gözetilmesini emrettiği şeyleri gözetenlerdir, Rablerinden sakınan ve kötü hesaptan korkan kimselerdir.'' Rad Sûresi(21)
Açıklama:
1. 'Rabbinden sana indirilen'den maksad Kur'an-ı Kerim, Kur'an'ın hak olduğuna iman eden demektir.
2. 'Ahdini yerine getirenler' de ruhlar aleminde Allah'a(cc) yapılan ahittir ki, Allah'a(cc) kulluk yapacağına ait bir ahitleşme ve bu ahdinden dönmeyen, kulluk sınırlarını koruyanlar demektir.
3. 'Verilen söz' ise her hususta sözünde duran, 'başta Allah'a(cc) verilen kulluk sözü' dolayısıyla insanlar arasında da daima dürüst olup, sözünde duran, doğru güvenilir kişiliğe sahip olmak demektir.
4. 'Gözetilmesi emredilen şeyler'den murat ise tefsircilere göre akrabalık bağları, dostluk birlik içinde yaşama, içtimai ve ailevi vazifeleri gözetme olarak değerlendirilmiştir.

''Yine onlar Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar var ya dünya yurdunun (güzel sonu) sadece onlarındır.'' Rad Sûresi(22)

''(O yurt) Adn cennetleridir, oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından salih olanlarla beraber gireceklerdir. Melekler de her kapıdan onların yanına varacaklardır.'' Rad Sûresi(23)

''(Melekler) sabrettiğinize karşılık size selâm olsun, dünya yurdunun sonu (cennet) ne güzeldir, derler.'' Rad Sûresi(24)

''Allah'a verdikleri sözü kuvvetle pekiştirdikten sonra bozanlar, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği şeyi(akrabalık bağlarını) terk edenler ve yeryüzünde fesad çıkaranlar işte lânet onlar içindir ve kötü yurt(cehennem) onlarındır.'' Rad Sûresi(25)

''Her insanın amelini boynuna bağladık, insan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız. Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.'' İsra Sûresi(13-14)

''Kim hidayet yolunu seçerse bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur, kim de doğruluktan saparsa kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü üstlenemez. Biz peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz.'' İsra Sûresi(15)

''Zinaya yaklaşmayın, zira o bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.'' İsra Sûresi(32)
Not: Ayette 'zina etmeyin' denilmeyip de 'zinaya yaklaşmayın' buyurulması ilgi çekicidir. Buna göre yalnız zina değil, kişiyi zina etmeye sevk eden yollar da yasaklanmıştır. Zira zinaya götürücü, şehveti kabartan bir yola girdikten sonra iradenin gücü oldukça yetersiz kalır ve zinadan korunmak son derece güçleşir. Kur'an prensip olarak insanı kötülüklere sevk edici sebepleri ortadan kaldırmayı amaçlamıştır.
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder