25 Ekim 2013 Cuma

MUHTELİF AYET VE HADİSLER

''Ey iman edenler! Akitlerinizi yerine getirin.'' Mâide Sûresi(1)

''Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir.'' İsrâ Sûresi(34)

''Kim ahdini bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur, kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.'' Fetih Sûresi(10)

''Bana olan ahdinize vefa gösterin ki, Ben de size olan ahdimi îfa edeyim.'' 

''Allah takva sahibi, gönül zengini, kendisini ibadete vererek şan ve şöhretten uzak duran, nefsinin ıslahı için meşgul olan kulunu sever.'' Hadis-i şerif

''Dünyaya karşı zahid ol, ona rağbet etme ki Allah seni sevsin. İnsanların ellerinde bulunan şeylere karşı zahid ol, onları isteme ki insanlar da seni sevsin.'' Hadis-i şerif

''Ebu Davud'tan rivayetle: Kim haksız olduğunu anladığı bir münakâşayı Hakka teslim olmayı düşünerek terk ederse, kendisine cennetin kenarında bir ev kurulur. Kim de haklı olduğu bir münakâşayı sırf barışı ve uzlaşmayı sağlamak düşüncesiyle terk ederse ona da cennetin ortasında bir ev inşâ edilir.'' Hadis-i şerif

''Birbirinizi çekememezlik gibi kötü huylara kapılmayınız. Öfke ve hıncınızı birbirinizden çıkarmaya kalkmayınız. Birbirinizin ayıplarını araştırmayınız, başkalarının konuştuklarına kulak kesilmeyiniz. Ey Allahın kulları! Kardeş olunuz.'' Hadis-i şerif

''Allah-ü Tealâ cömerttir, ihsan sahibidir, cömertliği ve yüksek ahlâkı sever.'' Hadis-i şerif

''Ey Aişe! Allah refiktir(rıfk sahibidir), rıfkla(yani yumuşaklıkla) muameleyi sever, sertliğe ve diğer şeylere vermediği sevabı rıfkla muameleye verir.'' Hadis-i şerif

''En büyük iyilik vefat etmiş babanın yakınlarını arayıp sormaktır (onlara maddi manevi yardımda bulunmaktır).'' Hadis-i şerif

''Allah huşû dolu, hüzünlü, merhametli ve insanlara hayrı öğretip, Allah'a itaat etmeye çağıran her kalbi sever. Katı, boş şeylerle meşgul olan, ruhunun tekrar kendisine iade edilip edilmeyeceğini bilmediği halde bütün geceyi uykuyla geçiren ve Allah'ı çok az zikreden her kalbe de buğzeder.'' Hadis-i şerif 

''Size cehennemliklerin kimler olduğunu söyleyeyim mi? Katı kalpli, kaba, cimri ve kurularak yürüyen kibirli kimseler.'' Hadis-i şerif

''Ey Resûlüm! Affedici ol, (aklen ve şer'an) iyi ve güzel olan şeyleri emret, (delil kabul etmeyen, ısrarcı) cahillerden yüz çevir.'' Arâf Sûresi(199)

''Şüphesiz Rabbimiz Allah'tır deyip istikâmet üzere bulunanların (ölümleri anında) üzerlerine melekler iner ve onlara (korkmayın, üzülmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin) derler.'' Fussilet Sûresi(30)

''Salih ameller işleyip de ben Allah'a teslim olanlardanım diyerek insanları Allah'a çağıran kimseden daha güzel sözlü kim olabilir? İyilik ve kötülük müsâvi değildir. Sen kötülüğü en güzel bir tarzda önlemeye çalış, o zaman (göreceksin ki) seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki candan sıcak bir dost oluvermiş.'' Fussilet Sûresi(33-34)

''İyi bilin ki Ben sizinle beraberim. Eğer siz namazı dikkatli bir şekilde edâ eder, zekâtı verir, Resûllerime îman eder, onlara sahip çıkar, Allah rızası için gerekli yerlere harcayarak Allah'a güzel bir tarzda ödünç verirseniz Ben elbette sizin kusurlarınızı örter ve elbette sizi içinden ırmaklar akan cennete yerleştiririm. Ama kim bundan sonra nankörlük edip, küfre saparsa doğru yoldan sapmış, kendini zâyi etmiş olur.'' Maide Sûresi(12)

''Eğer bir korku halindeyseniz yaya veya binek üzerinde namazı kılın, fakat güvenliğe çıktığınızda bilmediğiniz şeyleri size öğreten Allah'ın öğrettiği gibi ibadetinizi îfa edin.'' Bakara Sûresi(239)

''Allah yolunda malınızı harcayın da kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın ve hep güzel davranın. Çünkü Allah güzel davrananları sever.'' Bakara Sûresi(195)

''Her kim de farz olmadığı halde gönlünden koparak bir hayır işlerse, mükâfatını görür. Zira Allah şükrün karşılığını verir, o az amele çok mükâfat veren ve her şeyi bilendir.'' Bakara Sûresi(158)

''Ey iman edenler! Haktan yana olup var gücünüzle ve bütün işlerinizde adaleti gerçekleştirin. Allah için şahitlik eden insanlar olun. Bu hükmünüz ve şahitliğiniz ister bizzat kendiniz, anneniz, babanız ve yakın akrabalarınız aleyhine olsun, isterse onlar zengin veya fakir bulunsun. Çünkü Allah her ikisine de sizden daha yakındır, onun için sakın nefsinize uyarak adaletten ayrılmayın.'' Nisâ Sûresi(135)

''Biz kıyamet gününe mahsus öyle doğru, hassas teraziler koyacağız ki hiçbir kimseye zerre kadar haksızlık edilmez. Hardal tanesi ağırlığınca da olsa yapılan iyi veya kötü işi oraya getirip tartarız. Hesap görücü olarak biz fazlasıyla yeteriz.'' Enbiya Sûresi(47)

''Allah başkalarına adaleti hatta adaletten de fazla olarak ihsanı, en güzel davranışı ve muhtaç oldukları şeyleri yakınlarına vermeyi emreder. Hayâsızlığı, çirkin işleri, zûlüm ve tecavüzü yasaklar. Düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.'' Nahl Sûresi(90)

''Sizden nâr-ı cehenneme (girmeye) en ziyade cesur olan kimse, sağlam bilgisi olmaksızın dini meselelerden fetva vermeye cesaret gösterendir.'' Hadis-i şerif

''Ey iman edenler! Haktan yana olup var gücünüzle ve bütün işlerinizde adaleti gerçekleştirin ve adalet numûnesi şahitler olun. Bir topluluğa karşı içinizde beslediğiniz kin ve öfke(sizi adaletten ayırmasın), sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Adil davranın, takvaya en uygun hareket budur. Allah'a karşı gelmekten sakının, çünkü Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.'' Maide Sûresi(8)

''Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden dolayı sorumlu tutmaz. Ama bilerek yaptığınız yeminlerden ötürü sorumlu tutar. Böyle bir yemini bozarsınız onun kefâreti orta yollu yemek çeşidinden on fakiri doyurmak, yahut on fakiri giydirmek veya bir köleyi(azat etmek) hürriyetine kavuşturmaktır. Bunlara gücü yetmeyen kimse üç gün oruç tutsun. İşte ettiğinizde yemini bozmanın kefâreti budur. Yeminlerinize sahip çıkın. Allah size ayetlerini böyle açıklıyor tâ ki şükredesiniz.'' Mâide Sûresi(89)

''Ey insan! Sana gelen her iyilik Allah'tan, başına gelen her fenalık ise nefsindendir.''

''Ey iman edenler! Siz Allah'ı sayar, haramlardan sakınırsanız Allah size hakkı batıldan ayırt edecek bir anlayış kuvveti verir, sizin günahlarınızı örter, sizi affeder. Allah büyük lütuf sahibidir.'' Enfal Sûresi(29)

''Ey iman edenler! Allah'a ve Resûlü'ne hıyanet etmeyin, bile bile aranızdaki emanetlere de hıyanet etmeyin.'' Enfal Sûresi(27)

''Ey iman edenler! Sizler gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak hep birlikte seferber olunuz. Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihat ediniz. Eğer anlıyorsanız sizin için hayırlı olan budur.'' TevbeSûresi(41)
Not: ''Hifafen ve sikalen'' yani hangi halde olursanız olunuz; kolaylık veya güçlük, sağlık veya hastalık, zenginlik veya fakirlik vs imkânlar nisbetinde cihatta, hizmette, Hak rızası uğrunda seferber olmak.

''Gerçek müminler ancak o müminlerdir ki yanlarında Allah zikredilince kalpleri ürperir, imanlarını artırır ve yalnız Rablerine güvenip dayanırlar.'' Enfâl Sûresi(2)

''Namazı hakkıyla îfa edip, kendilerine verdiğimiz mallardan hayırlı işlerde harcarlar.'' Enfal Sûresi(3)

''İşte gerçek müminler onlardır. Onlara Rablerinin nezdinde cennette yüksek dereceler, bir mağfiret ve kıymetli bir nasip vardır.'' Enfâl Sûresi(4)

''İman edip, hicret edenler, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenler var ya, işte onlar Allah indinde daha yüksek derecelere sahiptirler ve işte onlardır umduklarına nâil olanlar.'' Tevbe Sûresi(20)

''Onların Rabbi kendi katından bir rahmete, bir rıdvana ve içinde daimi nimetler bulunan cennetlere gireceklerini müjdeler.'' Tevbe Sûresi(21)

''Onlar o cennetlerde ebediyen kalacaklardır.'' Tevbe Sûresi(22)

''Allah insanları esenlik ve mutluluk ülkesine davet eder ve dilediği kimseleri doğru yola iletir.'' Yunus Sûresi(25)

''İyi ve güzel davranışta bulunanlara en güzel mükâfat (yani cennet ile daha da fazlası olarak Allah'ın cemâlini görmek) var, onların yüzlerine ne bir leke bulaşır ne de bir zillet. İşte onlar cennetliktir, onlar orada ebedi kalacaklardır.'' Yunus Sûresi(26)

''Rablerinin çağrısına icabet edenlere en güzel mükâfat cennet vardır.'' Ra'd Sûresi(18)

''Verdikleri sözde duranlar mîsakı bozmayanlar da işte onlardır.'' Ra'd Sûresi(20)

''Rabbin tarafından sana gönderilenin hak ve gerçek olduğunu bilip Allah'ın gözetilmesini emrettiği şeyleri gözetirler, Rab'leri olan Allah'tan çekinirler ve pek çetin bir hesaptan endişe ederler.'' Ra'd Sûresi(21)

''Onlar sırf Rab'lerinin rızasını kazanmak için sabrederler, namazı tam gerektiği şekilde kılarlar, kendilerine ihsan ettiğimiz rızıklardan gerek gizli gerek açık bir tarzda bağışta bulunurlar ve kötülüğe iyilikle mukabele ederler. İşte onlardır dünya diyarının güzel akıbetini kazananlar.'' Ra'd Sûresi(22)

''O güzel âkıbet Adn cennetleri olup onlar babalarından, eşlerinden ve nesillerinden iyi olanlarla birlikte o cennete girerler. Öyle ki melekler de her kapıdan yanlarına varıp 'Sabretmenize karşılık size selâmlar, selâmetler, dünya diyarının ne güzel âkıbeti bu!' diyecekler.'' Ra'd Sûresi(23-24)

''Ama Allah'a verdikleri sözü iyice pekiştirdikten sonra bozanlar ve Allah'ın gözetilmesini emrettiği şeyleri terk edenler ve yeryüzünde fesat çıkararak nizâmı bozanlar yok mu? İşte onlara sadece lânet vardır, en kötü yurt cehennem vardır.'' Ra'd Sûresi(25)

''Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.'' Nahl Sûresi(90)

''Ne mutlu iman edipte makbul (amel) ve güzel davranışlarda bulunanlara. Eninde sonunda dönüp gidecekleri güzel yurt onların olacaktır.'' Ra'd Sûresi(29)

''Müminler yalnız Allah'a dayanıp güvenmelidirler. Biz niye tevekkül etmeyelim ki? Gireceğimiz yolları bize O gösterdi. Bize verdiğiniz her türlü eza, cefa ve sıkıntıya sabredeceğiz. Tevekkül edenler yalnız Allah'a tevekkül etsinler.'' İbrahim Sûresi(11-12)

''İman edip, makbul ve güzel işler yapanlar içlerinde ırmaklar akan cennetlere yerleştirileceklerdir. Rablerinin izniyle orada devamlı kalacaklardır, orada karşılaştıklarında iyi dilek temennisi (selâm) olacaktır.'' İbrahim Sûresi(23)

''Güzel söz, kökü yerin (dibinde) derinliklerinde sabit, dalları ise göğe doğru yükselmiş bir ağaç gibidir ki, Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Düşünüp ders çıkarsınlar diye Allah insanlara böyle temsiller getirir.'' İbrahim Sûresi(24-25)
Burada iman güzel ağaca benzetilmiştir. Bir ağacın damarları, gövdesi, dalları, meyveleri vardır. İman ağacının damarları ilim, marifet ve yakîndir, gövdesi ihlastır. Dalları, iyi işler ve davranışlardır. Meyveleri ise güzel işlerin getirdiği güzel huy, ahlâk ve hasletlerdir. Bir ağacın canlılığını sürdürmesi için sulanıp bakılması gerektiği gibi, iman ağacının canlılığını sürdürüp sağlam meyveler vermesi için de ilim, ihlas, iyi işler, tefekkür gibi manevi rahmet ve gıdalarla korunması lâzımdır. Yoksa mazallah o da zahiri ağaç gibi kuruma tehlikesine maruz kalır. Efendimiz(sav) buyurmuştur: ''Elbise nasıl yıpranırsa, kalpteki iman da öylece yıpranıp eskir. O halde imanınızı daima yenileyin, tazeleyin.'' İbadetlere vaktinde devam bu bakımı sağlar inşâallah.
Kötü söz ise gövdesi toprağın üstünde, kolayca çıkarılabilen, kökleşip yerleşmeyen değersiz bir ağaca benzer.Kötü söz de köksüz bir bitkiye benzetilmiştir. Ne sağlam, ne yüksek, ne gölgesi, ne de güzel meyveleri vardır. İşte kâfir ve fâsıklar da böyledir. Hatta o kötü söz sahibine cehennem de yakıt olacak veya zakkum olarak meyvesini takdim edecektir. Unutulmamalıdır ki, her kötü söz sahibi için bir vebaldir ve cehennemde takdim edilecek zakkum, geven, yanık ve irinlerden mütevellit pelteler, kaynar sular gibi Kur'an'da haber verilen oraya has taamlar olarak sahibine takdim edilecektir.

''Müminler sadece kardeştirler. O halde ihtilaf eden kardeşlerinizin arasını düzeltin, Allah'a karşı gelmekten sakının ki O'nun merhametine nâil olasınız.'' Hucurât Sûresi(10)

''Allah her şahsı ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar, herkesin kazandığı(hayır) kendine, yapacağı(şer de) kendinedir (yani kendi aleyhinedir).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder