2 Ekim 2013 Çarşamba

MUHTELİF AYET VE HADİSLER

Ebu Hureyre(ra) anlatıyor: ''Kendim için bir ağaç dikiyordum, Efendimiz(sav) yanıma uğradı ve; Ey Ebu Hureyre! Şu diktiğin nedir? diye sordu. Ben de; Kendim için bir fidan dikiyorum, cevabını verdim. Efendimiz aleyhissalâtü vesselâm; Sana, senin için daha hayırlı dikecek bir fidan göstereyim mi? buyurdu. Ben de; Göster Ya Resûlallah! dedim. Bunun üzerine Efendimiz(sav); Sübhanallahi velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illallahu vallahü ekber (Meâli; Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler O'na mahsustur, Allah'tan başka ilâh yoktur, Allah en büyüktür) Bunu söylersen her bir kelimesi için sana cennette bir ağaç dikilir,'' buyurmuştur. 

Hz.İbni Mesud(ra) anlatıyor: ''Efendimiz(sav) buyurdular ki; Miraç sırasında Hz.İbrahim'le karşılaştım. Bana; Ey Muhammed! Ümmetine benden selâm söyle ve haber ver ki cennetin toprağı temiz, suyu tatlıdır. Burası (suyu tutacak şekilde)  düz ve boştur, oraya atılacak tohum da sübhanallahi velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illallahu vallahü ekber cümlesidir (yani cennet tohumlarından birisi de budur).'' 
Hadisten anladıklarımız:
Şurası kesin bir gerçektir ki; cennet veya cehennemin insanın ameli, niyeti, muamelâtı ve icraatı karşılığında verileceği kesindir. Allah-ü Tealâ muhtelif ayetlerinde bu gerçeği haber vermektedir. Efendimiz(sav) de yine bu hususta açık mesajlar vermektedir. Bir hadislerinde (eddünya mezraatil ahireh) diyerek, dünyanın ahiretin bir ekim yeri olduğunu hatırlatmıştır. Bu açıdan bakıldığında cennetin de cehennemin de tohumlarının buradan atılıyor olduğu açık ve nettir. Cennet nimetlerine vesile pek çok güzel amel, fiiliyat, muamelât ve ibadet olduğu gibi, bunların bir nev'i de hadiste bildirilen tesbih yani zikirdir. Bu zikrin cennet nimetlerine vesile olacağını beyanla ümmetine en kolay, en güzel bir kazanç yolunu öğretmiş oluyor Efendimiz(sav). Yine anlıyoruz ki insan cüz'i iradesinin hakkını verecek, imkânları ölçüsünde üzerine düşeni yapacak, Yüce Allah da külli iradesiyle destekleyerek inayet edecek ve keremiyle ihsanda bulunacaktır. 

''Ya âlim ol(ilm-i ilâhiyi öğreten) ya talebe ol(öğrenen) ya da onları seven ol, bir dördüncüsü olma helâk olursun.'' Hadis-i şerif

''Ey Peygamber Hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz, eğer (Allah'tan) korkuyorsanız (yabancı erkeklere karşı) çekici bir edâ ile konuşmayın, sonra kalplerinde hastalık bulunan kimse ümide kapılmasın, güzel ve münasip sözler söyleyin.'' Ahzâb Sûresi(32)

''Evlerinizde oturun, ilk cahiliye devri kadınları gibi açılıp saçılmayın, namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Ey ehl-i beyt! Allah sizden sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.'' Ahzâb Sûresi(33)
Ayette hitap edilen ehl-i beyt Resûlullah'ın(sav) ev halkıdır, yani; evlâtları, eşleri, torunlarıdır. Ayette geçen emir her ne kadar Resûlullah'ın(sav) hanımları ve ehl-i beyt için buyurulmuş, onların özel durumları vurgulanmış ise de hüküm bütün müslüman hanımlara şâmildir. 

''Ey Peygamber! Eşlerine söyle, eğer dünya dirliğini ve süsünü istiyorsanız gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle salıvereyim.'' Ahzâb Sûresi(28) 

''Eğer Allah'ı, peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız bilin ki Allah içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır.'' Ahzâb Sûresi(29)
Ayetin nâzil olduğu sıralarda artık Hz.Peygamber(sav) aşağı yukarı bütün Arabistan'a hâkim durumdaydı ve içtimai hayatta büyük değişiklikler meydana gelmiş, fakr-u zarûretin yerini ferah ve bolluk almıştı. Bu durumda Hz.Peygamber'in(sav) hanımları da pay almayı arzulayarak Resûlullah'tan(sav) daha rahat ve iyi bir geçim istemişlerdi. Efendimiz(sav) sükût etmiş ve durumu aydınlatacak vahyin gelmesini beklemişti. Gelen vahiy Hz.Peygamber'e(sav) yine eskisi gibi sadelikten ayrılmamasını emretmekteydi. Dünyanın geçici zinetleri Resûlullah'ın(sav) evinde yer almayacaktı ve dünya alâyişinden uzak kalacaktı. Hz.Peygamber'in(sav) hanımlarından gelen istek üzerine nâzil olan bu ayete (tahyir) muhayyerlik ayeti denir. Neticede hanımlar Hz.Peygamber'i(sav) tercih ettiler.

''İman edip de iyi işler yapanlara gelince, onlar için yaptıklarına karşılık olarak varıp kalacakları cennet konakları vardır:'' Secde Sûresi(19)

''İşte onların dünyada yaptıkları makbul işlere mükâfat olarak gözleri aydın edecek, gönülleri ferahlatacak hangi sürprizlerin, hangi nimetlerin saklandığını hiç kimse bilemez.'' Secde Sûresi(17)

''Ey iman edenler! Haktan yana olup, var gücünüzle ve bütün işlerinizde adaleti gerçekleştirin, adalet numûnesi şahitler olun. Bir topluluğa karşı içinizde beslediğiniz kin ve öfke sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Âdil davranın, takvaya en uygun hareket budur. Allah'a karşı gelmekten sakının, çünkü Allah yaptığınız herşeyden haberdardır.'' Maide Sûresi(8)

''Allah'ın size lütfettiği nimeti ve sizin duyduk ve itaat ettik, başüstüne dediğiniz vakit sizden aldığı sözünüzü hatırlayın, Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah sinelerde saklı bütün sırları bilir.'' Mâide Sûresi(7)
Bu ayette işaret edilen söz verme konusu Hz.Peygamber'in(sav) Resûlullah olduğunu kabul ve ve ikrar eden her müminin, O'nun(sav) Allah(cc) tarafından getirdiği bütün hükümleri kabul ettiğine dair söz vermiş olmasıdır.

''Nihayet onların peşinden öyle nesiller geldi ki onlar namazı bıraktılar, nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride azgınlıklarının cezasını çekecekler.'' Meryem Sûresi(59)

''Ancak tövbe eden, iman eden ve iyi davranışlarda bulunan kimseler hariç. Bunlar hiç haksızlığa uğratılmaksızın cennete yani, çok merhametli olan Allah'ın kullarına vaad ettiği Adn cennetlerine girecekler, şüphesiz onun vaadi yerini bulacaktır.''  Meryem Sûresi(60-61)

''Yeryüzünde tapılan ilâhların Allah katında en mebğuzu (buğuz edileni, alçağı) heva-i nefstir.'' Hadis-i şerif

''Dostunu mutedil sev (yani ölçülü sev) bir gün düşmanın olabilir, düşmanına da mutedil buğz et, bir gün dostun olabilir.'' Hadis-i şerif

''Temiz olmadıkça Kur'an'a el dokundurmayın.'' Hadis-i şerif

''İnsana acımayana Allah rahmet etmez, yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin. Küçüklerimize merhamet etmeyen bizden değildir.'' Hadis-i şerif

''Ey Resûlüm! Muhakkak ki Senin için tükenmeyen bir mükâfat vardır, şüphesiz ki Sen yüce bir ahlâk üzeresin.'' Kalem Sûresi(3-4)

(İslam dinine girme hususunda) öne geçen ilk muhacirler ve ensâr ile onlara güzellikte tâbi olanlar var ya, işte Allah onlardan razı, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Allah onlara zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır, işte bu büyük kurtuluştur.'' Tevbe Sûresi(100)
Bu ayetten çıkan ders:
Biz artık sahabi olma imkânına sahip değiliz, ancak ayet-i kerimede buyurulduğu üzere onlara güzellikte tâbi olan müminlerden olup, Hak Tealâ'nın rızasına nâil olma imkân ve ihtimalimiz hayatımız müddetince bâkidir.

''Bilesiniz ki Allah'ın dostlarına korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de!'' Yunus  Sûresi(62)

''Her kim din kardeşinin bir işini takip eder ve o işi görürse, bu kendisi için on yıl itikafta kalmaktan daha hayırlıdır. Bir kimse Allah rızası için bir gün itikafa girse, Cenâb-ı Hak o kimse ile ateş arasında üç hendek yaratır ki, her hendeğin arası doğu ile batı arası kadar uzaktır.'' Hadis-i şerif

''En üstün iman sahibi olanlar, onlar şu an babalarında ve atalarında meknuz olan bazı kimselerdir ki benden sonra gelecekler, beni görmedikleri halde bana iman edecekler, beni tasdik edecekler  ve Kur'an'ı okuyup, muhtevasıyla amel edecekler. İşte iman edenler içerisinde en üstün imana sahip olanlar bunlardır.'' Hadis-i şerif
Alınacak ders:
Hadis-i şerifteki müjdeyi doğru idrak edip, Kur'an ve sünnet istikametinde bir hayat yaşamak her müminin vazifesidir.

''Cömert insanın günahına takılıp kalmayınız, çünkü her ayağı kaydığında Allah cömert insanın elinden tutar, düştüğü yerden kaldırır.'' Hadis-i şerif

''İnsanlar arasında kalarak eziyetlerine tahammül gösteren müslüman, insanlardan kaçarak tek başına yaşayan müslümandan hayırlıdır.'' Hadis-i şerif

''İçinizden biri Allah için sadaka verip, hayır işleyeceğinde onu ana-babası adına yapsın. O zaman ana-babasının sevabından hiç eksilmeksizin kendisine de aynı sevap yazılır, kazancından kaybı olmaz daha da artmış olur.'' Hadis-i şerif

''En büyük hıyanet, kendisini doğru gösterip de itimadını kazandığı insanlara yapılan hıyanettir.'' Hadis-i şerif

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder