3 Kasım 2013 Pazar

EY İNSANLAR! ARANIZDA SELÂMI YAYINIZ

''Her kim varlığını Hakka ibadete ve (taate), O'nun yolunda hizmete adarsa, Cenâb-ı Hak da o kulunun her ihtiyacını karşılar ve onu hiç ummadığı yerlerden rızıklandırır. Kim de tamamen dünyaya dalar, Rabbini unutursa Allah da onu dünya yurdunun mihnetleri ve meşakkâtleriyle başbaşa bırakır.'' Hadis-i şerif

''Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret de olsa hiçbir iyiliği hor görme.'' Hadis-i şerif

''(Kendisini fuhşa salmış bir kadın) bir gün çok susamış, dili damağı birbirine yapışmış bir vaziyetteyken bir kuyuya rastladı. Kuyuya inip kana kana su içti ve susuzluğunu giderdi. Yukarı çıkınca kuyunun kenarında zor nefes alan, susuzluktan dili sarkmış, toprağı yalayan bir köpek gördü. Bu da benim gibi çok susamış deyip tekrar kuyuya indi, çarığını su ile doldurup onu dişleri arasında tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah-ü Tealâ bu davranışından dolayı onun günahlarını affetti.'' Hadis-i şerif
Bu hadisi şerh eden âlimlerin görüşü; Allah(cc) o kadını hidayet eyledi ve kadın günahlarına tövbe edip, nefsini ıslah eyleyerek salihler zümresine katıldı.

''Bir kadın ölünceye kadar hapsettiği bir kedi yüzünden azaba uğradı. (Hayvanı eve hapsetmiş, ona bir şey yedirmemiş, içirmemiş, yerdeki haşeratları bile yemesine imkân ve izin vermemişti. İşte bu sebeple cehenneme girdi.)'' Hadis-i şerif

''Kim gereksiz yere bol bol harcayıp tüketmek için borç alırsa, Allah borç aldığı malın bereketini göstermez.'' Hadis-i şerif

''Siz bana altı şeyi garanti edin, ben de size cennete girmeyi garanti edeyim;
Konuştuğunuzda doğru(konuşun) doğru söyleyin, 
Vaad ettiğiniz zaman vaadinizi yerine getirin, 
Size bir şey emânet edildiğinde emânete riâyet edin, 
Allah'ın yasakladığı günahlardan uzak durmak suretiyle iffetinizi koruyun,
Harama bakmaktan sakının, 
Elinizi haramlara dokunmaktan koruyun.'' Hadis-i şerif

''Bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur(günahlardan uzak durur) bir de kocasına itaat ederse (meşru dairede itaat), ona (Haydi Cennet'in hangi kapısından istersen gir) denir.'' Hadis-i şerif

''Güzel sonuç  Allah'a karşı gelmekten sakınanındır.'' Tâhâ Sûresi(132)

''Kişi kendisine danışan din kardeşine doğruyu göstermezse ona hıyanet etmiş olur, günah da onun üzerine olur.'' Hadis-i şerif

''Emânete hıyanet edenler kemâl-i imandan mahrumdurlar.'' Hadis-i şerif

''Dünya dört şey üzerinde kurulmuştur;
1. Âlimlerin ilmi
2. Emirlerin adaleti
3. Zenginlerin cömertliği
4. Fakirlerin duası

''Cennete müştak olan hayr-ü hasenata koşar, cehenneme yuvarlanmaktan endişe eden şehevi arzulardan yüz çevirir. Ecel hakikâtini vicdanında duyan geçici lezzetlerden uzak durur, işin doğrusu dünyaya karşı kalp kapılarını sürmeleyen kimseye de musibetler çok küçük, pek hafif gelir.''

''İçine düştüğü bir hatanın pişmanlığıyla kıvranan bir insan, diliyle istiğfar etmese de affolunur.'' Hadis-i şerif

''Mümin aldansa da aldatmayı asla düşünmeyen ve şartlar ne olursa olsun her zaman kendi karakterini sergileyen bir asil; fâcir ise türlü türlü ayak oyunlarına teşebbüs etmekten hiçbir zaman sıkılmayan seviyesiz bir zelildir.'' Hadis-i şerif

''İnsanların en kerimi olmak isteyen Allah'a karşı takva duygusuyla dopdolu olsun, en kuvvetli olmak isteyen Allah'ın havl ve kuvvetine sığınsın, O'na mütevekkil bulunsun(tevekkül etsin) ve her kim de insanların en zengini olmayı murad ederse kendi elindekinden çok Allah'ın bitip tükenmeyen hazinelerine güvensin.'' Hadis-i şerif

''Bedende başın yeri ne ise, dinde namazın yeri de odur.'' Hadis-i şerif

''İman iki kısımdan müteşekkil bir bütündür; onun bir yarısını sabır, diğer yarısını da şükür oluştur.'' Hadis-i şerif

''Ey insanlar! Selâmı aranızda yaygın hale getirin, sofranız herkese açık olsun, çokça ikram edin, sıla-i rahimde de kusur etmeyin, bir de insanlar uyurken gecelerin karanlığını namazla aydınlatın (yani gece teheccüd namazına devam edin) böylece selâmetle Cennet'e girersiniz.'' Hadis-i şerif

Hadisten çıkan ders;

1. 'Selâmı yayın' buyuruluyor ki; selâm bir müminin diğerine 'esselâmü aleyküm' deyip 'Allah'ın selâmı üzerine olsun, Allah seni her türlü kaza ve belâdan korusun, selâmetle yaşayıp, emniyetle ve güven içinde cennete dahil olasın' şeklinde dua etmesidir. Diğerinin 've aleykümüsselâm ve rahmetullahi ve berekâtühü' diyerek 'Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi seninle de beraber olsun, benim için istediklerinin kat kat fazlasını Allah sana da lütfetsin' türünden nezih duygularla mukabele etmesidir. Bu hususta ayet-i kerimede ise şöyle buyurulur; ''Şayet size selâm verilirse sizde ondan daha güzel bir tarzda selâmı alın, en azından verilen selâmın misli ile karşılık verin.'' Nisâ Sûresi(86)

Bir diğer ayette ise ''Rahman'ın has kulları o kimseler ki onlar tevâzu ile yürürler, cahiller kendilerine laf atarlarsa (kaba hareket ve yakışıksız söz) selâmetle der, geçerler,'' buyurulur.  Furkân Sûresi(63)

''Ey iman edenler! Kendi evlerinizin dışındaki evlere sahiplerinden izin isteyip, onlara selâm vermeden girmeyin.'' Nûr Sûresi(27)

Yine bu hususta Efendimiz(sav) buyurur; 
''Ailenin yanına girdiğinde selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun.'' 

Bu ayetler ve hadisler açısından konuya bakıldığında selâmın yeri pek büyüktür. Müminlerin birbirleriyle selâmlaşmaları, birbirlerine hayır-duada bulunmaları demek olup çok kapsamlı mana içerir. Selâm aynı zamanda 'Darüsselâm' Selâm yurtları'na nail olasın' temennisini de içine almaktadır.  Böylece hem Rabbül Âlemin'in rızasını tahsile, hem müminlerin gönüllerine sevgi tohumları atmaya ve dostluğa sebebiyet vereceğinden, Efendimiz(sav) cennete girmeye bir vesile olabileceğine dair hem müjde hem de tavsiyede bulunmaktadır.

2. 'Sofranızı herkese açınız, çokça ikram ediniz'; fakirleri ve açları doyurma mevzuu ayet-i kerimelerde ve hadislerde farklı şekillerde ifade edilmiştir. Zekât, sadaka vs genişçe ele alınmıştır. Hadiste işaret edilen yemek yedirme sözüyle zengin, fakir, mümin, müşrik ayırılmamış, yemek yedirmek mutlak bırakılmıştır. Öncelikle müslümanlara olmak üzere hristiyan, yahudi, fasık, gayr-i müslim kim olursa olsun gerektiğinde ikramda bulunmak da bu sözün muhtevasına dahildir. 

Efendimiz(sav) yine bir defasında 'Her yaş ciğer(yani her canlı) sizin için bir sevap kazanma vesilesidir,' buyurmuştur. 

Bir diğer hadisinde ise; 

''İffetsiz ve çok günahkâr bir kadının susuzluktan dili sarkmış bir köpeğe acıdığından dolayı bir kuyuya inip ayakkabısıyla su çıkardığı ve o köpeği suladığı için affa mazhar olup cennete girdiğini anlatan Efendimiz(sav), bir kediyi eve hapsedip ona yiyecek vermeyen, salıverip onu serbest bırakmayan ve böylece ölümüne sebep olan bir diğer kadının ise bu merhametsizliği ve çirkin davranışından dolayı cehenneme gittiğini bildirmiştir. Kendisinde hayat eseri olan her canlı bir sevap vesilesi ise, bunun başında insanlar gelmektedir şüphesiz. Bununla beraber Allah(cc) rızası için ikramda bulunmak, yemek yedirmek salih bir ameldir. Fakat soframıza oturan insana göre o sevabın artması da söz konusudur. Hak dostlarından birine yedirdiğimiz yemek Allah(cc) nezdinde öyle büyüktür ki, onun bizim için yedi veren hatta yetmiş veren başak gibi olması ve evimizi bereketle doldurması kuvvetle muhtemeldir. 

Bir atasözünde 'her geceyi Kadir her geleni Hızır bil' denir. Hz.Hatice(ra), Hz.Osman(ra), Hz.Ebu Bekir(ra) gibi pek çok ashab varlıklarını dinin yücelmesi, insanların kalplerinin yumuşayıp imana hazırlanması ve dine davet adına hep ziyafetler vermiş olmaları da bu meselenin ayrı bir yönüdür. Velhâsıl hadiste buyurulduğu üzere cennete giden bu yol çok iyi değerlendirilmeli ve imkânlar derecesinde insanlara güler yüzle, seve seve ikramda bulunmalı, bu fırsat ganimet bilinmelidir ki, akıllı insan rıza-i ilahiyeye ve dolayısıyla Darüsselâmlara giden yolda yürüyor olsun.

3. Sıla-i rahim;

Hadisimizde geçen üçüncü konu 'sıla-i rahimde bulunun' beyânıdır. 'Sıla' kavuşmak, buluşmak, ulaşmak, akrabayı ziyaret etmek, müminlerle görüşmek ve ilgi ve alâkayı devam ettirmek manalarına gelmektedir. Efendimiz'in(sav) cennete girmeye vesile olan amellerden biri saydığı sıla-i rahimin ayetlerde namaz, zekât gibi farz ibadetlerden hemen sonra zikredilmesi onun dinimizdeki önemini gösterir. 

'Allah'tan korkun ve akrabalık bağlarını koparmayın' Nisâ Sûresi(1) mealindeki ayet-i kerimede olduğu gibi pek çok ilâhi beyanda zikredilmiştir. 

Efendimiz(sav) ''Akrabalık arşta asılıdır. Beni gözeteni Allah gözetsin, beni terk edeni Allah terk etsin der,'' buyurmuştur. 

Diğer bir hadislerinde ''Yoksula yapılan sadaka bir sadakadır. Bu sadaka (ihtiyaç sahibi) akrabaya yapılmışsa iki sadakadır. Biri sadaka, diğeri sıla-i rahimdir ki, bu da sadaka sayılır. Akrabalık bağlarını kesip koparan cennete giremez,'' buyurarak da müminleri ikaz etmiştir. Sıla-i rahim yani akrabalık bağlarının kopmaması öncelikle ana, baba, kardeşler, amcalar, halalar, teyzeler, dayılar, yeğenler gibi genişler ki, mes'uliyet en yakın ana baba hukukuna riayetle geniş bir alan teşkil eder. Yakınlık derecesine göre ilgi alâka, sevgi, yardım, ziyaret, gönül alma, onlarla her hususta iyi geçinme, hiçbir sebepten dolayı ilgiyi kesmeme, akrabalık dostluk bağlarını koparmamaya özen gösterme, özveride bulunma, hata kusurları olsa bile affetme ve böylece sılayı koruma cennete girmeye vesiledir. Bu yolun kıymetini bilip iyi değerlendirme her müminin şiarı olmalıdır.

4 . Hadisin dördüncü maddesinde 'insanların uyuduğu zamanda siz kalkıp namaz kılın ve gecenizi namazla aydınlatın' buyurulmaktadır. Allah-ü Tealâ gecenin değerlendirilmesine hususi önem vermiş ve daha peygamberliğin ilk günlerinde vahyettiği ayette 'Ey örtüsüne bürünen Resûlüm! Geceleyin kalk da az bir zaman hariç geceyi ibadetle geçir.'' Gece ibadetiyle ilgili pek çok ayet ve hadisler mevcuttur  ki, gecenin kudsiyetini ve gece ibadetinin ehemmiyetini beyan eder. İşte bu ayetlere binaen Efendimiz(sav) gecelerini uzun uzun namaz kılarak, Kur'an okuyarak, zikrederek ibadetle geçirmiş ve bu hususta da ümmetine en güzel örnek ve en mümtaz model olmuştur. 

Evet hiç kimsenin olmadığı, meşguliyetlerin çoğunlukla sükûna erdiği demlerde Allah'a(cc) yönelerek seccadeye baş koyup gözyaşı dökülebilecek, istiğfar tövbe ve teveccühlerle günahlarının affı için niyaz ve duada bulunulacak en güzel en elverişli demlerdir ki, bu hususta pek çok ayet mevcuttur. Gece ibadetine Allah'ın(cc) ayrı bir değer verdiği ve gece ibadetine devam eden salihlerin de cennete dahil olacaklarına dair pek çok müjdelerden biri de hadisimizde geçen dördüncü maddede beyan olunmaktadır. Bu hadis-i şerifte beyan olunan bu dört madde cennete giden yollar olarak bildiriliyor. Bu hadiste daha pek çok hususa işaret edilmiş olabilir. Efendimiz'in(sav) hadisiyle ciltlerle anlatılabilecek derin bir muhtevayı idrakimiz ölçüsünde bir nebzecik anlamaya,  anlatmaya çalıştık. Bu adeta damla ile  deryayı ifade etmeye benzer. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder