20 Ağustos 2013 Salı

SELÂM, İYİLİK, DUA

''Hikmet on parçadır. Dokuzu uzlette, diğer biri de sükûttadır. Yani malayaniyi terk, kendisini ilgilendirmeyen ve lüzumsuz herşeyden dilini hıfzeylemektir.'' Hadis-i şerif

''İşlerde istihare eden yani, Allah'tan hayır dileyerek rızasına muvafık hareket edenler zarar etmezler.'' Hadis-i şerif

''Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman Sana gelseler, Allah'tan günahlarının bağışlanmasını isteseler ve Resûl de onların bağışlanmasını dileseydi elbette Allah'ı affedici, merhametli bulurlardı.''  
Açıklama:  Kısaca bu ayetten anladığımız;
1) 'Kendilerine zulmettikleri zaman Sana gelselerdi' deniyor ki, insanın her bir hata, isyan, yanılgı yani günaha sebep olacak İslâm dışı davranışları, fısk-ı fücur kendisine yapmış olduğu bir zulümdür. İşte 'bu durumda olan bir mümin Resûlullah'ın(sav) getirip tebliğ ettiği İslâmi prensiplere riayet ve sünnet-i seniyyelerine ittiba ile hemen hatalarından uzaklaşsa idi' denmek istenmiştir.
2) 'Allah-ü Tealâ'dan da günahlarının bağışlanmasını isteseler, özür dileseler, isyanlarında ısrar etmeselerdi, tövbe etselerdi bu durumda Allah(cc) onların tövbelerini kabul ederek günahlarını bağışlardı' deniyor.
3) 'Resûl de onların bağışlanmasını dileseydi' deniyor. Bu da gösteriyor ki Resûlullah'ın(sav) ümmeti için dua ediyor olması, bu duanın sırf sahabesi için olmayıp kıyamete kadar gelecek olan ümmetine şamil olmasına işaret etmiş oluyor. Fakat şu kadar var ki ;müminin gönlünde, kalbinde Resûlullah(sav) muhabbeti ne nispette, O'nun(sav) sünnetine bağlılığı, saygı ve teslimiyeti hangi boyutlarda? İşte bunlar Efendimiz'de(sav) irtibat ve rabıtanın ölçüsüdür. Ümmetini bu yollarla tanıyacak, bir de salât-ü selâmlarla mümin Resûlullah'la(sav) sıkı sıkı rabıta içinde olacak ki, Efendimiz'in(sav) şefaatinin tecellisine mazhar olsun ve o ümmetinin affı için dua buyursun. İşte bu üç şartı yerine getirselerdi Allah'ı(cc) affedici, Resûl'ü(sav) de o ümmeti için dua edici bulurlardı, deniyor. Bu ayetler dua ve münacattır.

''Biriniz dua edeceği zaman önce Allah'a hamd-ü sena etsin, sonra Peygamber'e salat-ü selâm getirsin, daha sonra da dilediği şekilde dua etsin.'' Hadis-i şerif

''Rabbimiz Tealâ her gecenin son üçte biri kaldığı sırada dünya semasına nüzûl eder ve şöyle buyurur; Bana dua eden var mı duasına icabet edeyim, istediğini vereyim. Bana istiğfar eden var mı ona mağfiret edeyim!'' 

''Gecede bir saat vardır, Müslüman bir kulun dünya ve ahiret işinden istediği bir hayır varsa ve duası o saate rast gelirse muhakkak Allah ona dilediğini verir. Bu her gece vardır, saadetlerin en efdali gecenin son kısmıdır.''

''Üç kişi vardır ki onlar iblisten ve askerlerinin şerrinden masumdurlar: 1) Gece ve gündüz Allah'ı çok zikredenler, 2) Seher vakitlerinde istiğfar edenler, 3) Allah'ın haşyetinden ağlayanlar. 

''Mümin mümine selâm vermek ve umur-i hayriyede daim güzel söz söylemek Cenâb-ı Hakkın aff-u mağfiretine mucib olur.'' 

''Mümin mümine mülâki olup, ona selâm verip elini sıktığı zaman her ikisinin günahı ağaç yapraklarının döküldüğü gibi dökülür.''

''Üç hasleti nefsinde cem eden imanını da toplamıştır: 1) Nefsine karşı bir menfaat hakkında da olsa insafı ve adaleti bırakmamak 2) Bezm-i selâm (selâmı yaymak) 3) Kendi muhtaç olduğu halde infak etmek.

''Selâm Allah'ın isimlerinden bir ism-i şeriftir. Aranızda fâş ediniz (yayınız). Selâm vermek sünnettir, selâma karşılık vermek vaciptir.''

''Evlerinize girdiğiniz zaman kendinize, ehlinize Allah katından bereket, esenlik ve güzellik dileyerek selâm veriniz.''

''Size iyilik yapanlara karşı iyilik yapmak, kötülük yapanlara da kötülük yapmak yükseklik değildir. Asıl yükseklik size zulmedenlere, kötülük yapanlara karşı da iyilikte bulunmaktır.'' 

''Akrabalığın haklarını yerine getirmek, onların iyiliklerine karşılık iyilikle karşılık vermek değildir. Asıl akrabalık hakkının edası, onların kötülüklerine, fena davranışlarına karşı iyilikle ve iyi davranışlarla karşılık vermektir.''

''Bir defasında Efendimiz(sav) sorar; Size birileri kötülük yapsa siz ne yaparsınız? Sahabe cevaben; Biz iyilik yaparız demişler. Efendimiz(sav) bu suali birkaç defa tekrarlayıp dördüncü kez aynı soruyu sorunca başlarını öne eğerek cevap vermemişler. Bunun üzerine Efendimiz(sav) Hz.Ali'yi(ra) çağırtır ve aynı suali ona da birkaç defa sorar. Hz.Ali(ra), 'Ben yine iyilik yaparım' der ve şöyle ilave eder; 'Ya Resûlallah! O şahıs ölünceye kadar bana kötülük yapmaya devam etse ben de ölünceye kadar iyilik yapmaya devam ederim.'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder