1 Aralık 2012 Cumartesi

RESÛLULLAH'IN(SAV) NAMAZI

Hz.Ali(ra) şöyle anlatır; ''Bedir harbinde Resûlullah'ın(sav) bir ağaç altında ağlayarak namaz kıldığını gördüm. Hatta öylece sabahladı. Âlemlerin Efendisi'nin(sav) göğsünden namaz esnasında zaman zaman tencere kaynar gibi bir takım sesler işitilirdi.''

Hz.Âişe Validemiz'den(ra) rivayetle; ''Resûlullah namaza durduğunda zaman zaman yüreğinden kazan kaynaması gibi ses gelirdi.''

Hz.Âişe(ra) Resûlullah'ın(sav) namaz kılışı ile ilgili şöyle buyurmuştur; ''Resûlullah bizimle konuşur, biz de Onunla konuşurduk. Ama namaz vakti gelince sanki bizi tanımıyor gibi bir hale gelir, bütün varlığı ile Allah'a yönelirdi.''

İşte namazlarda bu yüce halden hisse alabilmek, gönlün en büyük gaye ufku olmalıdır. Bu tam olarak mümkün olmasa da ne kadar yaklaşabilirsek o kadar feyizyâb oluruz. 

Namazın mükemmelliğine erişmek için sabır ve sebatla devam etmek ve gayret lazımdır. Şu bir gerçektir ki, hiçbir şey birden bire kemâle ermez. Onun içindir ki, namaz başlangıçta taklit sûretinde başlar. 

Tıpkı bir sanatkârın eserini uzun tecrübelerden sonra mükemmel yapabilmesi gibi, kulun da ibadette terakkisi zamana muhtaçtır. Bu gerçeği dikkate alarak namazı mükemmel bir sûrette kılamayanlar ümitsiz olmayıp yollarına devam etmelidirler.

Nasıl ki bir gram altına ulaşmak için tonlarca toprak elenirse, namazın mükemmeline ulaşabilmek için de velev sahta ve taklidi mahiyette de olsa sabır ve sebatla devam ederek, huzur ve huşû elde etmeye gayret lazımdır. Bunun için Efendimiz(sav) buyurur; ''Namaza durduğunda sanki son namazın gibi kıl! Yarın pişman olacağın sözü söyleme, insanların gâfilane arzu ve isteğine arzu duymayı bırak.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder