26 Ağustos 2011 Cuma

ÖFKE, GAZAB

                        Öfke ve gazab, nefsin en tehlikeli vasıflarındandır. Kalpte başlar; insanın kalinde, yani kelamında, dilinde ve davranışlarında kendini gösterir. Tehlikesi çok büyüktür. Başlıca tehlikeleri Mahmud Sami Ramazanoğlu(ks) Hazretlerinin 'Musahebe' adlı eserinde şöyle beyan olunur; gazapta dört büyük afet vardır;

1)Küfre mucip olup, imansız gitmeye sebeptir,bütün amel mahvolur. Örneğin; bir müslümana öfkesinden, gayzından dolayı kafir dese veya malı dolayısı ile 'kafirin, münafığın malı' dese, o şahıs fasık dahi olsa fakat mümin olsa, o söz kendisine döner, mazallah kendisi kafir olur. O güne kadar işlediği amel-i salihası da mahvolur. Şu bir gerçek ki fasıklık başka, kafirlik başkadır. Ne sebeple olursa olsun, bir müslümana kafir, münafık ve benzeri İslam dışı bir sıfat vermek doğru değildir.
2)Allah'ın(cc) gazabına, helakına maruz kalmak tehlikesidir.
3)Gazabla adavet husule gelir ki, düşman kazanır. Serbest yaşayamaz, huzur ve rahatı münselip olur. Yani huzursuz bir hayat yaşamaya mahkum olur.
4)Gazab anında akli dengesi nispeten sarsılır, hisler devreye girer. Artık aklıyla değil, hisleriyle yersiz, olumsuz, zararlı, tehlikeli davranışlarda bulunur ki, bazen cinayetlere kadar sebebiyet verir.
                     Gazabı yutmanın faydaları ise pek çoktur. ''Öfkelerini yenerler, insanların suçlarını bağışlarlar, Allah(cc) iyilik edenleri sever'' Al-i imran suresi (134) 
            ''Müminler o fazilet sahipleridir ki, onlar şirk gibi günahların büyüklerinden, zina gibi açık fenalıklardan çekinirler ve her ne zaman gazablanırlarsa, onlar darıldıkları kimselerin kusurlarını affederler.'' Şura Suresi (37)
            ''Ey iman edenler! Eşlerinizden ve evlatlarınızdan size düşmanlık edenler de çıkabilir. Böyle olanlara karşı dikkatli olun. Bununla beraber müsamaha eder, kusurlarına bakmaz, affederseniz; bu da sizin için bir fazilettir. Çünkü Allah gafurdur, rahimdir. Affı ve ihsanı boldur. Siz kusurları bağışlarsanız, O da size öyle muamele eder. Tegabun Suresi (14)
          ''Öfkesini tutanın Allah(cc) ayıbını örter. Allah(cc) indinde rızaya nail olabilmek için, bir kulun öfkesini yutmasından daha sevaplı bir yudum olamaz. Güçlü ve kuvvetli pehlivan, herkesi sallayıp yere yatıran değildir. Asıl kahraman kişi, öfke zamanında kendisini tutandır. Hz.Muhammed(sav) 
           Bir kimsede üç haslet bulunursa, Allah(cc) o kulunu kendi emanında kılar ve rahmetiyle setreder. Muhabbet ettiği kulları meyanına ithal eder. O üç haslet şudur:
1)Bir nimet verildiğinde şükreder,
2)Kadir olduğunda affeder(yani kendine kötülük yapandan hakkını almaya kadir olduğu halde, Hak rızası için affeder.)
3)Gazab ettiğinde, gazabından firar eder; yani öfkesini yutup, sabreder, taşkınlık göstermez. Efendimiz(sav); bu üç haslet kimde cem olursa, bu şerefli kul Allah'ın(cc) rahmetine nail olacak, muhabbet ettiği dostları arasına dahil edecek müjdesini vermektedir.Peygamberimiz(sav) bu konuda da bize en güzel modeldir. Nefsi namına insanlara hiç gazablanmamış, öfkesini yutmuş; affedici, sabredici, hilim ehli olmuştur. O(sav) sadece din, diyanet adına yapılan isyanlara, haksızlıklara gadablanırdı. Şahsına yapılan zulüm ve haksızlıkları hep affetmiş, hiç kimseden hak talep etmemiştir. Başını yardıkları, dişini kırdıkları, linç ettikleri durumlarda bile hep affetmiş, onların Hak'la tanışmaları, İslam'la buluşmaları ve ıslahları için Rabbine yalvarmıştır. Taif halkının, Kainatın Efendisi'ne(sav) yaptığı zulüm anında bile O(sav) Rabbine dua etmiş ve onların ıslahını istemiştir. Cebrail (as) ve yanındaki melek gelip; ''Ya resulallah! Müsaade edersen şu iki dağı kavuşturup, Taif halkını helak edeyim'', demesine karşılık ''Hayır'' demiştir. Küçücük bir bombanın yaptığı tahribat malumdur.Bir kıvılcım büyük mekanları, hatta canları yakıp kül etmeye kafidir. Bir damla zehir, vücuda giren bir mikrop çok büyük tahribatlara sebeptir. Öfke ve gazab imana, maneviyata zarar verebileceği gibi cinayetlere, yuvaların yıkılmasına, ailelerin dağılmasına, düşmanların çoğalmasına, iş hayatının alt üst olmasına vb. neden olur. Kurtuluş; Efendimiz'in(sav) sunduğu kali, hali, fiili reçeteyi kullanmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder