28 Mart 2011 Pazartesi

İNSAN=NİSYAN

            İnsan kelimesi nisyan kökünden gelmektedir. Rabbani nimetleri unutkanlığı dolayısıyla, insan(unutan) denmiştir. Demek ki insanın fıtratında unutma var. İnsan besmele çekerken günah işleyemez. Allah(cc) derken, Allah(cc)'ı hatırlarken günah işleyemez. Günah Allah(cc) unutulduğu zaman işlenir. Nefis terbiye edilmezse Rabbini unutur. Unutunca da günah işler. Bu hususta Kur'an-ı Kerim şöyle ferman eder:                                         ''Sakın şunlar gibi olmayın ki, onlar Allah'ı unuttu. Allah da kendi öz canlarını kendilerine unutturdu.(Fayda ve zararlarını dahi bilemiyorlar) İşte yoldan çıkanlar bunlardır.'' Haşir Suresi(19)                                                    Bu ayeti celilede açıkça ifade olunmaktadır ki , Allah(cc)'ı unutanlar kendilerini de unutacaklar veya ceza olarak Allah(cc) tarafından unutturulacaklardır.Ceza adeta kendi cinsinden zuhur etmektedir.
            İnsan Allah(cc)'ı ve dolayısıyla kendisini nasıl unutur ?  Asla ve asla unutulmaması gereken Yaradanımız ,  maalesef pekçok insan tarafından unutulmaktadır. İman etmeyenler bir yana, iman edenlerin dahi bu duruma düştükleri bilinen bir gerçektir. Bunun sebepleri gaflet, cehalet, dünya hırsı, fasık çevre ve onlarla ünsiyet, vs dir . Allah(cc)'ı unutmak demek ; inkar etmediği halde Allah(cc)'ın kanunlarını hiçe saymak , verdiği onca nimetler karşısında şükretmemek, o nimetlerle isyan etmek , inandığı halde inanmayanlar gibi davranış sergilemek , Allah(cc) düşmanlarını dost edinmek, inandım dediği Kur'an'la hiç irtibatı  olmamak gibi davranışlar sergilemektir. Nereden geldi, nereye gidecek, kabir, mahşer, cennet, cehennem , mizan, hayatının sorgulanması gibi akıbetine ait asıl sorumluluklarını hesaba katmaz. Bunlar Kur'an'ın ifadesiyle asıl fasıklardır, akıbetleri ise felakettir.                                                                                                          
            İkaz mahiyetinde yüce Allah(cc) şöyle buyurmuştur: '' Ey iman edenler ! Allah'tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun , çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.''Haşir Suresi 18 Yani gaflet uykusuna dalmayın, uyanın diyor Rabbimiz. Her ne kadar unutmak fıtratta var ise de, bunun karşılığı olarak hatırlama istidadı da vardır. Kulunu imtihan etmeyi murad eden Yüce Mevla onu böylesi bir fıtrata sahip kılmıştır ki;bu hususta, kula verilen irade ve sebepler zinciri devreye girmektedir. İnsan, iradesini  hangi yola yönlendirirse o nispette ya unutur veya hatırlar. İnsan; iradesini ,aklını ,kalbini hep dünyaya yönlendirirse ve bu hususta çeşitli sebeplere tevessül ederse ; arzu, meyil, arkadaş, çevre yani , hedefi hep dünyası olursa ve nefsinin gayrı meşru arzularını tatmin peşinde koşarsa, bu insan, insanlığını da unutmuş, yine Kur'an'ın beyanı ile 'belhüm adal' yani 'hayvanlar gibi belki ondan da aşağı' bir seviyeyi kendi tercih etmiş olur ki , böylesi bir durum imanlı bir kişinin sorumluluk şuuruyla asla bağdaşamaz. Bu insan, Hakkı unutma tercihini ön plana çıkarmış, unutmuş ve unutulmuş bir zavallıdır. Bunun gibi bir felakete düşmemek için insan hatırlama mekanizmasını yani istidadını güçlendirecek çeşitli yollarla Hak ve hakikatleri öğrenmeye, öğrendiğini hatırlamaya ve böylece istikamet üzere bir hayat yaşamaya gayret edecektir. Mevla da bu gayretli kuluna yardım edecek, inayet edecek, sadıklarla beraber olma, ilm-i İlahi , Kur'an'la haşir-neşir olma , tefekkür gibi hakiki hatırlama kapılarını  kuluna sonuna kadar açacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder