27 Şubat 2013 Çarşamba

TAKVA

Takva; Allah'tan(cc) uzaklaştırıcı her şeyden kalbi koruma, nefsâni arzuları dizginleyip, ruhâni istidatları yükselterek Hakka güzel bir kul ve dost olabilme sanatıdır. Yine takva Allah'ın(cc) gazâbından, rahmetinin gölgesine girmeye gayret etmektir. Dinin hükümlerini heyecan, vecd ve istiğrak içinde îfa etmektir. 

21 Şubat 2013 Perşembe

TEVBE

Tevbe, günaha karşı bir siperdir. Efendimiz(sav) namaza başlarken istiğfar ederdi. ''Ya Rab! Sana kulluk etmeye çalışıyorum. Fakat hakkıyla kulluk edemiyorum. Beni affet,'' demektir. İstiğfar ve tevbe için illâ da belli bir günah işlenmiş olması şart değildir. 

20 Şubat 2013 Çarşamba

KUR'AN VE KISSALAR

Kur'an'daki bütün kıssalardan müminlerin alacağı dersler, ibretler vardır(Nemrut, Kârun, Yusuf(as), Firavun). Kur'an'ın bunları anlatmasında bilinen ve bilinmeyen hikmetler bulunmaktadır. 

16 Şubat 2013 Cumartesi

TAKVALI KULLAR HAKKINDA

''Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra da istikâmet üzere doğru yolda yürüyenler yok mu, işte onlar üzerine melekler inip; hiç endişe etmeyin, hiç üzülmeyin, size vadedilen cennetle sevinin derler.'' Fussilet Sûresi(30)

''Allah yoluna çağıran, makbul ve güzel işler işleyen ve ben müslümanlardanım diyen kimseden daha güzel söz söyleyen kim olabilir?'' Fussilet Sûresi(33)

''İyilikle kötülük bir olmaz. O halde sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak. Bir de bakarsın ki seninle kendisi arasında düşmanlık olan kişi candan dost oluvermiş.'' Fussilet Sûresi(34)

''Ama kötülüğe karşı iyilik hasleti ancak sabredenlerin kârıdır, faziletten yana nasibi bol olanların hâlidir.'' Fussilet Sûresi(35)

''Eğer şeytandan gelen bir vesvese seni dürterse hemen Allah'a sığın, Çünkü O herşeyi işitir, herşeyi mükemmel tarzda bilir.'' Fussilet Sûresi(36)

12 Şubat 2013 Salı

AMELLERİ GEÇERSİZ KILAN SEBEPLER

Riya, sum'a, kibir, yapılan iyiliği başa kakma, fahr(yaptıklarıyla övünme), şan, şeref, itibarlı olma, çıkar-menfaat düşüncesi en güzel amelleri geçersiz kılar. Bunlar kalbî hastalıklar, nefsi emmarenin vasıflarıdır. Amelde şirk-i sağirdir. 

10 Şubat 2013 Pazar

HİLM EHLİ OLMAK

Rabbimiz bu konuda şöyle buyurur;
''İnsanlara yumuşak davranman da Allah'ın merhametinin eseridir. Eğer katı yürekli, kaba biri olsaydın insanlar senin etrafından dağılıverirdi. Öyleyse onların kusurlarını affet, onlar için mağfiret dile ve işleri onlarla müşavere et. Bir kere azmettin mi yalnız Allah'a tevekkül et. Allah muhakkak ki kendisine güvenip, dayananları sever.'' Âl-i İmran Sûresi(159)

İLMİN ŞARTLARI

İlmin üç şartı vardır;

1.Akâid ilmi,

2.Tefekkür yoluyla elde edilen ilim; Cenâb-ı Hakkın azâmetini, nimetini yaratıklar ve olaylardaki sırlı hikmetlerini düşünmek, Kur'an-ı Kerim üzerinde tefekkür, gece vücut fakültelerini tövbe, zikir, tefekkür gibi ibadetlerle devreye geçirmek,

3.Cenâb-ı Haktan rahmet dileme, ilmin kalbe inmesi; tasavvuf kalbin safaya ermesi demektir. Yani kalb-i selime vâsıl olmasıdır. 'Gönlümüzde kul rızası ne kadar, Cenâb-ı Hakkın rızası ne kadar?' sorusunu nefsimize sorup, yine cevabı vicdanımızda bulmaktır.

''Allah'ın ateş azatlılarına bakmak isteyenler ilim öğrenenlere baksınlar. Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bir alimin kapısına giden hiçbir müteallim(öğrenmeye giden) yoktur ki Allah her adımına bir senelik ibadet sevabı yazmış olmasın.'' Hadis-i şerif

''Babanın yüzüne bakmak, Kâbe-i Muazzama'ya bakmak, Mushaf-ı Şerif'e bakmak, âlimin yüzüne bakmak ibadettir. Bir âlimi ziyaret eden Beni ziyaret etmiş gibidir. Bir âlimle oturmuş olan Benimle oturmuş gibidir. Kim dünyada âlim kulla oturursa Allah onu kıyamet gününde de Benimle oturtur.'' Hadis-i şerif

6 Şubat 2013 Çarşamba

NUR SAÇAN BİR KANDİL OL!

Bâtın ve zâhir birbirinin tamamlayıcısıdır. Biri olmazsa diğeri de olmaz. Yani fayda sağlanmaz. İlim kalpte, kafada yani bâtında olacak; eseri ise amelde, davranışlarda kendini gösterecek. Amelde ihlâs durumu da aynıdır. İhlâssız güzel amellerin hiçbir faydası yoktur, geçersizdir.

4 Şubat 2013 Pazartesi

LÎSÂNIN ÂFETLERİ

Bazı felâketler karşısında kişiler veya toplumlar için 'ettiler de buldular' yorumunu yapmak, o kişiler için sûizanda bulunmak anlamına gelir. Bu durum aynı zamanda kul hakkına sebep olur. Gaybı sadece Cenâb-ı Hak bilir. Ne sebeple geldiği bizlerce meçhul böyle durumlar; yapılan bir zûlüm veya yalnış bir davranışın karşılığı olabileceği gibi, başka sebepleri de olabilir. Böylesi durumlar kimileri için ceza, kimileri için felâket, kimileri için de imtihan olabileceği gibi, bazıları için hayra vesile olabilir.

2 Şubat 2013 Cumartesi

ALLAH'IN(CC) SEVDİĞİ KULLAR

''Günahlarından hâlis olarak tövbe eden kişi hiç günah işlememiş gibidir. Kul günahtan tövbe ettiği zaman Cenâb-ı Hak bu günahı Kiramen Kâtibin meleklerine, kulun günah işlediği mekâna ve zamana unutturur. Böylece kıyamet gününde o tövbe eden kulun işlediği günah için bir şahit bulunamaz.'' Hz.Muhammed(sav)

''Allah'ın sevdiği kullar; Allah'ı çok zikreden, haşyetullahtan gözyaşı döken, seherlerde istiğfar edenlerdir.'' Hz.Muhammed(sav)

''İstiğfar kulun sahife-i amelinde nur gibi parlar.'' Hz.Muhammed(sav)

Ayet-i kerimede Cenâb-ı Allah buyuruyor;

''Ey iman edenler! Samimi bir tövbeyle Allah'a dönün(ancak böyle yaptığınız takdirde) umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter.''Tahrim Sûresi(8)

''Ey Resûlüm! De ki, sizin dua ve niyazlarınız olmasa Rabbim size niye değer versin.'' Furkan Sûresi(77)